7 Ekim 2010

Küçüktüm küçücüktüm Vol.5

Veletken yaptığım ve şimdi eşek kadar olduğum günümüzde pişmanlığını duyduğum çook şey var; kimin yoktur gerçi?
İlkokul 1'e giderken okulum annemin okulunun hemen dibinde olduğu ve beraber gidip geldiğimiz için harçlık vermezlerdi bana. Bütün bitli arkadaşlarımın (a.k.a. bütün arkadaşlarım) ikinci teneffüste, okulun bahçesinin girişindeki büfeye koşup nal gibi kocaman, hafif sarımsı 100 liralarla ortasında minicik bir peynir kalıntısı olan açmalardan aldığını hatırlıyorum; bir de çok canımın istediğini. Anneme söyledim mi bilmem, söylediysem de abur cubur yememem için vermemiştir para. İşte o an, benim babamın para koleksiyonuna dadandığım andır. Adamcağız da en çok o 100 liralardan toplamış, kolay bulunuyor diye herhalde. Ben deyim 30, siz deyin 50 tane var kutunun içinde. Ama onlarla işim bittiğinde 3-4 tane kaldığını hatırlıyorum. Hayatımın ilk hırsızlığı böyle de birşey. Garip olan, kimse de nereye gitti bu paralar demedi.
Çocukla uğraşmak çok zor şey azizim.