2 Ağustos 2011

Herkes asil doğmuyor

Komik, şakalı ya da öğretici, ibret alınacak bir hikaye anlatmayacağım. Sadece beni çok eğlendiren ve unutmak istemediğim bir anı.

Zaman, geçen hafta bir gün. Pilates çıkışı Nişantaşı City's giden 3 yorgun ve terli kız; birkaç hafta önce alınan fozen yogurt kuponlarını kullanmak üzere en üst kata çıkar.

LSR : Ben Uykusuz'un Yaz sayısını alacağım, D&R'a uğrayalım mı bir?
turumcu : Oluur.

D&R'a girdiklerinde içinde kitap, film ve müzik olan her tükkanda olduğu üzere herkes bir köşeye dağılıp eline aldığını incelemeye başlar ki ancak yarım saat sonunda o dergi alınıp kasaya ulaşılabilir. Sıradaki tek kadının işinin bitmesiyle kasaya doğru elindeki dergiyi uzatan LSR ile kasiyer kız arasına omuz atarak bir başka kadın girip elindekileri uzatır. Bu tarz durumlarda illa bir şaşkınlığa kapılan ama Allahtan bu kal durumu mikrosaniyeler süren kahramanımız araya girer:
- Pardon ama sırada ben varım?!
Omuzkadın ve kasiyer; tek bir ağızdan kadının daha önce gelmiş olduğunu ama başka şeyler de almak için gittiğini söylerler. İçinden sessizce lahavle çeken LSR, dışından da kendi kendine söylenir:
- İyi taktik valla. Ben de alışverişimin ortasında kasaya bir uğrayıp kendime sıra rezerve edeyim bundan sonra.
Elindeki dergiyi okumaya başlayan LSR, akabinde omuzkadının sesinin hala çıkmakta olduğunu ve kasiyere yakındığını işitir;
- Parayla da asalet olmuyor işte. Asalet sonradan kazanılan birşey değil.

Burada bir parantez açıyoruz :
1. Ne parası len? Nişantaşı'nda dolaşan herkesi fabrikatör mü sanıyor bu kadın? Hmm parayla problemi var. Gaziosmanpaşa'dan gelme bir zengin avcısı olabülür. (Gülmeyin, Akmerkez'e sabah 10'da mesaiye gelir gibi gelirdi bu tipler 2000 başlarında.)
2. Yani bu sıcakta, bu havada, bu saatte, bu konjonktürde 'asalet' kelimesi nereden geldi aklına? Fransız mürebbiye misin? Hmm kafatasçı ya da piç olabilir. Soya fena takmış.

Şimdii cazgır bir hatun olduğumu söylemeyeceğim. Ama böyle gel beni kaşıı kaşıı diyen kimseyi de kıramam, yazık günah. Kaldırdım kafamı Otisabi'den,
- Hakkaten ya, hiç belli olmuyor asaletin kimde olduğu. Bir sıra için bile neler görüyoruz. Cık cık cık. (Bu cıklama önemli, onamama ve hatta kınama ibaresi)
Saniyesinde o 'asalet timsali' kadının döner;
- Susar mısın seeğn?!?
- Hanfendi bence siz susmalısınız zira kimin sessizce durup elindekini okurken kimin hala car car bağırdığını hepimiz görüyoruz.
Pısss. Ah o suratın hali, o bön bön açılan gözler, o sessizce açılıp kapanan Japon balığı ağız!
Deli deliyi görünce sopasını saklarmış. Birden kibarlaştı omuzkadın;
- Biz beraberiz zaten. (Sıraya geldiğimde önümde olanları göstererek)
- Hıh...

(bkz hıh : Çok da fifi, kendini belli & rezil ettin zaten, bundan sonra seninle konuşmam bile kendime hakaret anlamlarına gelen ünlem)