31 Ağustos 2010

İFW


Türklerin sokak modası bu kadar olur.
Kaynak

27 Ağustos 2010

Telefon Özürlüsü

Telefonla konuşmayı oldum olası sevmem. Eskiden, lojmanlarda otururken, arkadaşlarım bütün gün okulda beraber zaman geçirdikten sonra eve geldiklerinde de 3-4 saat ücretsiz iç hat telefonundan laklak ederdi de anlayamazdım ne konuşuyorlar bu kadar diye. Eşek kadar oldum, huyum değişmedi. Temmuzda bir deneyeyim dedim, abartsam ne kadar abartabilirim diye. İş hattımda Star Paketi diye bir tarife var; 5000 dk şirket içi, 5000 dk Turkcell, 3000 dk da diğer tüm yönlere diye. Hiç yapmadığım kadar arama yaptım, eskileri yad ettim, lafı uzattım, babamı cebinden arayıp günlük konuşmamızı bu hattan yaptım, sucuyu, petshop'u, taksi durağını aradım, kendi rekorumu kırdım. Bugün ayrıntılı faturam geldi. Şirket içi görüşmeler ayrıntıya yansımıyor, dolayısıyla dökümdekilerin hepsi özel görüşmelerim. Üşenmedim tek tek konuşma sürelerini topladım.
Sonuç;
6464 saniye, yani 107,73 dakika.
Bir başka sonuç;
Ben bu telefonu haketmiyorum.

Not : Mesaj konusuna ise hiç girmeyelim, bıt bıt bir mesaj yazana kadar 3 kişiyi arayıp işimi halleder, üzerine tuvalete girer Uykusuz'un 1/4'ünü okurum ben.

23 Ağustos 2010

Sülüman

Sevgili Süleymancık,

İnan geceyi seninle aynı odada geçirmek problem değildi benim için. Gelip yanıma yatsan da sorun olmazdı, kocaman yatak neticede, kıvrılıp uyurduk. Yalnız benden kaçıp dolabın arkasına saklandın ya, eğer ki bu sabah oradan çıkar da kedilerimin eline geçersen olacaklardan sorumlu değilim bilesin.
Altıncı kata nasıl çıktın onu da anlamadım ya... Eceline dörtnala koşmak böyle birşey herhalde.

PS. Sevimli de birşeysin, kızamıyorum ki!

21 Ağustos 2010

Çat

İstanbul : 35 derece
Uludağ : 16 derece
İstanbul : 30 derece

Fiziksel aşınmaya uğradım. Kuma dönüşebilirim her an. Birilerinin dağ girişinde hırka mağazası açması gerek bir de, gecenin bir yarısı mangalda sucuk yaparken masa örtülerine sarınmak komik oluyor.

16 Ağustos 2010

Bilimsel Gerçekler

Cumartesi gecesinden Pazar gecesine kadar süren bilimsel veri toplama süreci sonucunda şöyle bir tablo ile karşılaştık:

* Genç halkın %60'ı evinin dışında tuvalete giremiyor. Ne kaka, ne çiş, ne osuruk. 
* Her yere yapabilen şanslı %40, tuvalette çok kısa kalıp hemen işini bitirip çıkan tipler. 
     - Bu "rahat" grubun %100'ü lavanta kolonyası seviyor.
     - Şanslı grup içindeki kadın/erkek oranı 1.
     - Grubun %100'ü kıvırcık. Renkli göze sahip olma oranı %25 iken küçükken sarışın olma oranı %75.
     - Grubun hiçbir üyesinde araba bulunmazken %75'inde bisiklet mevcut. Kalan %25'in de aklı çelinmiş durumda.

Kontrol grubu üzerinde yapılan gözlem ve anketler doğrultusunda oluşturulan teori:
Küçükken sarışın olup bisiklete sempati duymak, her yere kaka yapabilme durumu üzerinde olumlu şekilde etkili olsa da lavanta kolonyası sevip kıvırcık saçlı olmak birer "must".

Sıkıysa çürütün.

13 Ağustos 2010

Çam sakızı köyün ağası armağanı

Ergenkene pek ormantik gelirdi, birisi bana ithafen şarkı yazsın, şiir yazsın, ne bileyim roman yazsın. Ama adımı dövmeyle bir yerine yazdırmasın. Kısmetimde hikaye varmış. En güzel doğumgünü hediyemi aldım az önce.
Ay lav yu Barzo'm.

11 Ağustos 2010

Bilmece Bildirmece

Saat tam 08:30'da telefon çalar, arayan annemdir.

Anne : Hoşgeldin!
Pause. 5 saniye kadar.
Ben : Haaa, hoşbuldum annem!

Ben bir yere gitmedim, bir yerden gelmedim. Nereye hoşgeldim ki?

7 Ağustos 2010

Bilgisayar en kişisel birşeydir

Kardeşinize bilgisayarı bozulduğunda kısa süreliğine, kullanması için netbookunuzu verirken hem 2 kere düşünün, hem de Last FM'i kaldırın. Yoksa bilgisayarı verdikten 1 ay sonra tesadüfen siteye girdiğinizde arşivinizde Tarkan'lar, Hadise'ler, Ebru Gündeş'ler görebilir, akabinde ağzına etmek için aradığınızda aleti staj yaptığı ofise götürdüğünü, oradaki "abi"lerin, "abla"ların kendi müziklerini yüklediklerini ve her gün ordan dinlediklerini öğrenebilir, cağnım mininizin içinde cirit atan virüsleri, trojanları düşünüp fıttırabilirsiniz. Ha bir de torrentten birşeyler indirilmişmiş. Çözüme gelin şimdi de, format attırıp öyle verecekmiş!!! Çocuk, yemin ediyorum elimde kalacaksın.

6 Ağustos 2010

Hukuksal Kafalar

Yatak odasındaki tavan pervanesi kendini soğutmaktan aciz kalınca dün gece yastığı pikeyi alıp salondaki klimayı da çalıştırıp koltukta yattım. Misafir gibin. Beni tedirgen eden bu "kendi evinde koltukta kalmak" durumu değil de eve hırsız girdiğinde ve ben onu öldürdüğümde yatak odamda olmadığımdan meşru müdafa savunması yapamayacak oluşumdu. Ciddi ciddi bunu düşündüm. O bana birşey yapmadan ben onu nasıl öldüreceğim filan hiiç aklıma gelmedi ama, bu ne özgüvense. Uykuya dalmadan önce adamı küvete koyup üstüne asit dökerek birkaç haftada eritmeye karar vermiş idim. Cani de değilim ki, ya sıcaktan ya çok CSI, NCIS, Criminal Kafalar, Cold Case vb. izlemekten bunlar herhalde.

4 Ağustos 2010

Bir takım tanımlar

Trajikomik: Bunca ay sonra elimi tutan ilk adamın, metroda arkasından geldiğini düşündüğü kız arkadaşının eli diye benimkine yapışıp çekmeye başlayan şaşkaloz oluşu.
Komik: Adamın elindeki elin kendini geri çekmesiyle bir terslik olduğunu farkedip arkasını döndüğünde ve durumu kavradığında tam yanımda olan sevgilisine attığı dehşete düşmüş bakış.

3 Ağustos 2010

Benim Cici Sigaram

Dünkü konserde animatörlük yapan Kral TV DJ'i olduğunu öğrendiğimiz gudik şahıs, insanları oyalamak için önce herkesi ayağa kaldırdı, sonra da belirli kriterlere uyanları sırayla oturttu. Sertab'ın son albümü bu ayakta kalan loser'ların hayattan biraz olsun zevk almasını sağlamak içinmişmiş.
Biz cool insanlar olarak kalkmadık en başından tabii ki :p Kriterleri sizle paylaşmak istiyorum izninizle:

1. Eşi/sevgilisi olanlar otursun.
2. Son 48 saatte seks yapanlar otursun.
3. Düzenli alkol tüketenler otursun.
4. Sigara içenler otursun.
5. Evinde evcil hayvan beslemeyenler otursun.

Ayakta kalan 70'lik dede ve 45'lik kız kurusuyla aramdaki tek farkın sigara olması düşündürücü. I Lucky Strike.

Ex-Ergen

Şimdi oturup dinlemem ama '80 çocukları olarak itiraf edin; hangimiz zamanında Sertab Erener olsun, Tarkan olsun, Tayfun olsun, Ah Canım Ahmet olsun, Of Aman Nalan olsun dinleyip servisin arka koltuğunda bağıra çağıra söylememiştir? Hafıza çok garip, 10 yıldır İstanbul'da oturup da ilk defa gittiğim Harbiye Açıkhava'da dinlediğim Sertab'ın tüm eski şarkılarını çat çat ezberden söylemem beni kendimden korkuttu. Yalnız beklentisiz gidilen konserler her zaman için daha doyurucu oluyor bu bir, Sertab Erener insan değilsin insan otururken öyle sesler çıkarabilir mi!!! Bu da iki. Al, Demir helal-i hoş olsun sana.

Ayrıca içimdeki ergeni uyandırdın, alacağın olsun.

Öyle çok şey var ki içimde 
hep sustuk konuşmak yerine 
Konuşmadığımız her ne varsa 
Seninle sakladım gözlerimde