27 Ocak 2010

Doğru Söze Ne Denir

'Bir haftalık yaz tatili için çalışıp çabalarken çürümek, sokakta elinde şarap çürümekten daha acılı gibi geliyor bana. Acını bile uyuşturamıyorsun en azından şarapla' demiş Berrin Karataş, ahanda burda.

26 Ocak 2010

Canlı Yayın

Az önce farkettiğim üzere sefil IT Google Reader'ı da yasaklamış. Ve ben modayı, yenilikleri, trendleri, markaları takip etmesi gereken bir Pazarlamacıyım.
Şaka mı bu???!!!

Namus TV

Türk dizilerinde ne olup bittiğini anlamak için reklam niyetine döndürdükleri tanıtımları izlemek kafi.
Melekler Şeetsin diye bir dizi var ya hani, gençlik dizisi furyasında zırtlayanlardan. Anladığım kadarıyla başrol kızımız (ki kendisi Engin Altan Düzyatan'ın manitası idi !!?#!!?#) sevgilisini çok sevmiş, sonunda onunla yatmış, adam da pislik yapmış, kızımız pişman olmuş. Aynı halt Namuslu Kızlar a.k.a. Küçük Kadınlar isimli ajitasyon dizisinde de oldu tanıtımlardan yanlış anlamadıysam. Şimdi, bunlara laflar hazırladım;
1. Akacak kan kukuda durmaz oğluum!! Sevgilisini çok sevmiş de evlenecekmiş de ondan yapmış da, hadi ordan. Kızın canı sex istemiş. Ne diye meşrulaştırmaya çalışıyorsunuz?
2. Neden bu kızlara sonrasında bir pişmanlık sendromu yaşatarak yapılan şeyin hata olduğunu vurguluyorsunuz? RTÜK buna da attırır diye midir korkunuz?
3. Bir önceki maddede belirtilen pişmanlık mı sizi aile dizisi yapıyor?
4. Evlatlarını İstabul'a okumaya gönderen manyak ana-babalara neden psikopatik malzeme sağlamakta bu kadar ısrarcısınız? Öncesinde uyuşturucuya kapılırdı bu gençler, şimdiki en büyük tehlike pipi.

Çok klişe bir yazı oldu yareppim sen beni affet.

25 Ocak 2010

Irıspı

Lisede yapmıştık bu mini-zihin cimlastiğini. "Aaa kesinlikle olmaz, iğrenç bir şey" demişti okulun voleybol takımından popüler kızlar. Dün bir şekilde konusu açıldı, "Kesinlikle olmaz, iğrenç, tiksinç" dedi arkadaşlar. Ben yoz, pis, çıkarcı, iğrenç bir kişilik miyim ki 85 yaşında hakkatten zengin bir adam gelip benle evlen dese kabul ederim diyebiliyorum?
Anne Nicole olmamak için çocukların da icabına bakılacak elbet...
Ha şu da var, o zengin dede bir şekilde var olsa ve 20'lerindeki herhangi bir kadına gelse teklif etse, bilmiyorum ki bu çabukluk ve katîlikle reddedilsin?

Lapa lapa

Bir yerim şişecek be!!!
O kadar kar yağdı, ben yine oynayamadım :(
1. Kıçını kaldıramayan arkadaşlara,
2. Hala ağrıyan ve simitsiz oturmam diyen kıça,
isyanım vaarr!!!

22 Ocak 2010

Buzzzdolabı

Akranlarım benimle siz'li biz'li konuştuğunda kendimi çok yaşlı hissediyorum. Yani iş hayatında olması gereken bu da, benim iş hayatım olmayan yerde onların iş hayatı olunca "İnci Hanım"lıktan kurtulamıyorum. İyi anlamda yavşak biri olmak istiyorum zaman zaman. Kendisinden çekinilmeyeninden.. Temeli olan ukalalığın ve ciddi mizacın böyle bir dezavantajı var.

Guzu guzu me

20.01.2010 @ Radikal

Dağlıca baskını sırasında PKK'lı teröristler tarafından kaçırılan ve çeşitli cezalara çarptırılan 8 askerle ilgili gerekçeli karar açıklandı: Asker 'şahsi tehlike' korkusunu yenerek mücadele etmeli.

HAKKARİ'nin Yüksekova İlçesi Dağlıca Bölgesi'nde 3 yıl önce 12 askerin şehit olduğu terörist saldırı sırasında PKK'lı teröristlerin elinde bir süre tutulan ve tutuksuz yargılandıkları mahkemede çeşitli cezalara çarptırılan 8 asker ile ilgili gerekçeli karar açıklandı. “Asker silah bırakıp teslim olmaz” denilen mahkeme kararında, “Yakın tarihimizde daha olumsuz şartlara rağmen atalarımızın hayatlarını feda ederek vatanı bizlere emanet etmiş olduklarını gözden uzak tutmamak gerekmektedir” denilirken, askerlerin ‘şahsi tehlike' korkusunu yenerek mücadelelerine devam etmeleri, silah bırakarak teslim olmamaları gerektiği vurgulandı. 
...
Yargılanan 8 asker arasında bulunan 2.5 yıl hapis cezasına çarptırılan er Ramazan Yüce, Askeri Mahkeme'deki ilk duruşmadan sonra hazırlanan iddianamede, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” suçundan hakkında, ömür boyu hapis cezası istenmişti. Gerekçeli kararda, er Ramazan Yüce'nin, bu suçtan kanıt yetersizliğinden kurtulduğu belirtildi. 
...
Askeri Mahkeme, Yüce'nin işlediğine kanaat getirilen ‘Askeri iteatsizliğe teşvik' suçuna ilişkin şu gerekçeler gösterildi: 
“Olay incelendiğinde, her ne kadar sanığın saldırı esnasında kendisi teslim olduktan sonra silah arkadaşlarının da teslim olması yönünde bağırarak telkinlerde bulunması eylemi ile ilgili olarak devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak suçundan dolayı hakkında kamu davası açılmış ise de ayrıntılı olarak açıklandığı üzere bu suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, ancak çatışmalar esnasında şehit veya yaralanan askeri personel olmasına rağmen sanıktan önce hiç kimsenin teslim olmadığı ve bütün olumsuz şartlara rağmen tüm personelin canları pahasına mücadele etmeye çalıştığı, ancak sanığın teslim olduktan sonra özellikle arkadaşlarının da teslim olmaları yönünde çağrı yapması üzerine o ana kadar etmiş oldukları yemine bağlı kalarak canları pahasına görevlerini yerine getirmekte olan arkadaşlarının olumsuz olarak etkilendikleri bu durumun etkisi ile arkadaşlarının silahlarını bırakarak teslim oldukları anlaşıldığından bu eylemin askerleri iteatsizliğe teşvik suçunu oluşturduğu değerlendirilmiştir.” 

Bu seferki oldukça uzun bir alıntı oldu ama üşenmeyin, haberin tamamını okuyun derim ben. Ardından benim gibi birkaç ders çıkarırsınız muhtemelen:
1. Bekara karı boşamak ne de kolaydır.
2. Her Türk asker doğar. Ölmeyi reddetmek gibi bir hakkı yoktur. Bok yoluna bile olsa devletin ve kimi organlarının politikalarına göre ölmesi gerekiyorsa itaatsizlik edemez. Öl dedim, o kadar.
3. Asker dediğin düşünmez, üniformayı giydiği anda Robocop olur. Hatta o bile olmaz, zira onun muhakeme yeteneği var idi. Şey olur, hmm şişme bebek, heh. Tatmin araçlı.
4. Kürtçe bilmek başlı başına bir tehlikedir. Gidin Sanskritçe öğrenin.
5. Her nerede olursa olsun, ilk harekete geçen olmak sakattır. Okkanın altına bu teşvik ediciler gider. Oysa koyun olmak ne güzeldir, ne risksizdir. Hep birlikte ses veriyoruz; meee

10 Bekçi Murtaza gücünde Hukuk Müşavirliği

22.01.2010 @ Radikal:

İSTANBUL - Cumhurbaşkanlığı, ‘www.gercekgundem.com’ adlı internet haber portalındaki haberin altına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yönelik olarak “Koskoca devletin onurunu ayaklar altına aldınız. BRAVOOOOO SİZE!” diye yazan ‘Türkeli27’ rumuzlu okuyucunun peşine düştü. Cumhurbaşkanlığı Hukuk Müşavirliği’nin şikâyetiyle harekete geçen savcılık, ‘Türkeli 27’nin Danimarka’dan o yorumu yazdığını saptayıp okuyucuya ulaşamayınca faturayı haber portalının Genel Yayın Yönetmeni Barış Yarkadaş’a kesti. Yarkadaş, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ten beş yıl dört ay hapis istemiyle yargılanacak.

Bloglarda bunlardan bin kat daha ağır bir dil kullanıldığı halde henüz bu yönde bir girşimin olmaması, Cumhurbaşkanlığı'nda da blogger'ın yasak olduğunu düşündürtmüyor değil. Ya da bize deli deyip geçiyorlar mı acep?

21 Ocak 2010

Yabaniye

Çocukluk dönemini arkasında bırakmış, evlilik sözleşmesi ile gemici düğümüyle filan bağladığı kocası olmayan hiçbir kadının çirkin/bakımsız/yorgun görünmeye hakkının olmaması,
BENİ DELİ EDİYOORR!!

Bürokrasi

Ah benim güzel devletimin güzel devlet daireleri. Böyle bir telesekreter mesajı duydunuz mu hiç??

... Belediyesi ... Müdürlüğü'ne Hoşgeldiniz.

Müdür Baş Yardımcısı için 29'u,
Açıköğretim Birimi için 23'ü,
Kurslar için 13 ve 21'i,
Rehberlik için 12'yi tuşlayın.

Operatör evrensel neyse ki. Sadece bekliyorsunuz.

20 Ocak 2010

Gelin korsanlar bir olalım

20.01.2010 @Radikal :

Fransa'da 'Sarkozy yasası' olarak bilinen düzenlemeyle internet sağlayıcıları korsan müzik indirmede sorumlu tutuluyor. Türkiye'de de marttan sonra başlaması beklenen uygulamaya göre yasadışı indirme yapan kullanıcı iki uyarı mektubundan sonra ADSL'den mahrum olacak. Uygulamanın başladığı ülkelerde CD satışı ve yasal müzik indirme rakamları patlıyor.

İnternet servis sağlayıcılarına verdiğim para bile bana batarken ücretsiz olması gerektiğini düşündüğüm bilgiye erişim için para ödeyeceğimi düşünmüyorsunuz herhalde? Buna karşı nasıl bir yöntem uygulayacağız a korsan dostlarım?

TiVi

Odama televizyon koydurttum.
Bilimum kadın programını izlemek durumundayım zira hedef kitlemiz sosyoekonomik olarak pek ileri düzeyde değil.
Yakında çocuğumu filan kesersem sorumlusu Esra Ceyhan'dır.

19 Ocak 2010

Fox

Evet, marka bağımlılığım var.
Ama öyle kotum Levi's, ayakkabım Camper, çantam Adidas olsun şeklinde değil. Daha çok mp3 çalarım Creative, fotoğraf makinem Canon, browser'ım Firefox olsun şeklinde. Ofiste Chrome kullanıyorum ama bunun sebebi Firefox'umu zorla sildirtip beni IE'ye mahkum etmek isteyen IT'nin henüz buna ses çıkarmamış olması. Bu sevimli tilkiden vazgeçmem zor, işbu sebeple bloğun son 500 giriş istatistiği beni pek memnun etti. Chrome'un önlenemez yükselişi de dikkatlerden kaçmıyor. (Pop10 anlatıyorum gibi hissettim.) IE'nin tüm versiyonlarını tek başlıkta toplamayı reddediyorum zira 8.0 nazarımda adi bir Firefox kopyasından başka birşey değil. Bir gün herkes tilkinin kuyruğunu takip edecek.

Özgür tweet

19.01.2010 @Radikal:

Twitter'da, uçağı rötar yaparsa havaalanını havaya uçuracağını yazan 26 yaşındaki İngiliz Paul Chambers, şakasının karşılığını 'terör şüphelisi' ilan edilerek ödedi.

LONDRA - Doncaster’deki Robin Hood Havaalanı’ndan İrlanda’ya gitme planları yapan Chambers, kar yağışının uçuşları etkilediği haberi üzerine Twitter’a, “Bir haftanız var, sorun çözülmezse havaalanını havaya uçuracağım” yazdı. Ardından terör şüphelisi olarak tutuklandı, yedi saat sorgulandı. Genç adam 11 Şubat’taki yeni sorguya dek kefaletle serbest bırakıldı. Robin Hood Havaalanı’na ayak basması yasaklanan Chambers işinden de oldu. Chambers’ın iPhone’una, laptop ve evdeki bilgisayarına da el konuldu. (The Daily Mail)

Uzun süredir ilk defa "İyi ki Türkiye'de yaşıyorum."dedim. İngiltere'de olsaydım şimdiye kadar çoktan müebbet almış olurdum herhalde. Siz de hücre arkadaşlarım olurdunuz sayın blogger'lar.
Yaşasın özgürlükler ülkesi Türkiye!!!

Statik

Statcounter'daki ziyaretçi açıklamalarındaki ISP satırı çok tatlı değil mi ama :
Tt Adsl-alcatel Static_gay

Şikayet

19.01.2010 @Radikal:

Üniversitelerde, bildiri dağıtıp eylemler yapan öğrenciler artık sadece soruşturulmakla kalmıyor, bir de ailelerine şikâyet ediliyor.

Bunun son örneği Gaziantep Üniversitesi’nde (GAÜN) yaşandı. Rektörlük ailelere yolladığı mektupta “Ailenizin çocuğunuzla yasadışı eylemlere katılmaması bakımından görüşmesinin yararlı olduğu düşünülmektedir” dedi. Uygulamayı savunan yönetimin gerekçesi ilginç: “Amacımız öğrencileri rehabilite etmek.”
GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, üniversitede bildiri dağıtan ve basın açıklamalara katılan 25 öğrencinin ailelerine mektup yollayarak, çocuklarının yasadışı eylemlere katıldığını öne sürdü. Çoşkun, ailelere şöyle seslendi:
“Huzur ve güvenli eğitimin sürekli kılınması için hoşgörülü ve anlayışlı yaklaşımımıza rağmen, üniversitemiz ... Fakültesi ... Bölümü öğrencisi ...’nın kampüs içerisinde yasadışı bildiri dağıtma, yürüyüş, toplantı gibi eylemlere katıldığı tespit edilmiştir. Adı geçen öğrencinin olumsuz sonuçlarla karşılaşmaması bakımından üniversitemizce gereken tedbirler alınmış ise de bu konuda ailenizin de çocuğunuzla yasadışı eylemlere katılmaması bakımından görüşmesinin yararlı olduğu düşünülmektedir. Rektörlüğümüz ile işbirliği içerisinde güvenli eğitime yapacağınız katkılardan dolayı teşekkür eder, saygılar sunarım.”

Üniversite öğrencisini annesine-babasına şikayet etmek, gençleri adam yerine koymamanın en güzel göstergesi, değil mi ama?

Machine Head

Yer gök inledi dün, Mehmet Ali Ağca hapisten çıktı, Mercedes otomobille seyahat etti, dışarıdaki ilk gecesi, lüks otelde kaldı, odasına printer istedi, İncil'in doğrusunu yazacağını beyan etti, ünlü mavi kazağını giydi, "çürük" raporu aldı, 20 Ocak'ta düzenleyeceği basın toplantısıyla hayatına nasıl devam edeceğini duyurdu, Hollywood'a gidebilir, bla bla bla...
Bu adam Türkiye'de Abdi İpekçi'yi öldürdü, İtalya'da Papa'yı öldürmeye teşebbüs etti. Bir adamı yaralamak yüzünden İtalya'da 19 yıl cezaevinde kalırken bir adamı öldürmekten Türkiye'de 10 yılda paçayı sıyırdı. Bu Türk adalet sisteminin çökmüşlüğünü ve kokmuşluğunu gösteredursun, Abdi İpekçi'yi katleden adamın bizzat medya tarafından bu kadar ilgi görüp şişirilmesi de medyanın hain, kaypak, kana susamış ve iyice zıvanadan çıkmış yüzünü seriyor&saçıyor ortalık yere. Asıl sormak istediğim şu ki;
Eline silah alan her herifi yüceltip kahramanlaştırmak zorunda mıyız lan?!

15 Ocak 2010

Ha ha uşak ha

Bütün dünyadan dans isimlerinin konulduğu bir ürün gamı düşünün : Tango, Mambo, Samba, Flamenco, Polka, Limbo vb.
Bunun Türkiye'ye özgü olanına Halay adını koyduk az önce. Evet, halay! Kendime böyle eğlenceler çıkarırım beni iş yerinde memnun etmezseniz işte :D

14 Ocak 2010

40 yıl hatır

Türk kahvesini bu kadar sevip de ağzına azıcık bir telve geldiğinde benim kadar hayata küsüp yüzünü buruşturan kimse var mıdır acep? Bu kadar güzel bir şeyin atığının bu kadar rezil olması bende Megan Fox ve onun pembe klozeti çağrışımını yapıyor.

Su gibi Aziz

Allah, lisede bize hayatımızda içtiğimiz son suyun çok lezzetli geleceğini söyleyen din öğretmeninin cezasını versin. Ne zaman içtiğim suyun tadı biraz şekerli, lezzetli gelse "Anam gidiciyim" kafalarına giriyorum. 7,70 TL verdiğim bir Erikli suyun bile tadını çıkaramayacaksam gidiyim zaten be!

13 Ocak 2010

Spin spin little star

Spinning sandığım kadar zor bir şey değilmiş.
Zor olan ayarsız sele üzerinde ileriye kaymadan durabilmekmiş. İyi ki pipim yok.

12 Ocak 2010

Mola

Masaüstü resmi yaptım bunu, her Excel penceresini aşağıya atıp Word açarken ya da Lotus'u kapatıp Powerpoint'e geçerken yüzümü güldürüyor. Allahın şapşalı!!!

Begging

Öyle bir şey olsun diliyorum ki 1 Şubat'a kadar yeni bir iş bulayım, işverenim desin ki senin İhbar Tazminatını da ben ödeyeceğim, çık derhal o şirketten... Yatıp kalkıp bu duayı edeceğim önümüzdeki 3 hafta boyunca. Lütfen Allahım o kadınlarla Marmaris'e gitmek zorunda kalmayım, n'olur n'olur n'olur!!!

Marlboro : Zengin Sigarası

12.01.2010 @ Radikal :

Philip Morris Sabancı Sigara ve Tütüncülük Sanayi ve Ticaret A.Ş (Philsa), bazı ürünlerde yaptığı indirimi yukarı yönde revize etti.
Firmadan yapılan yazılı açıklamada, 5,75 lira olan Marlboro Uzun ile 5,50 lira olan Marlboro Kısa’nın fiyatının yeniden 7 liraya yükseltildiği duyuruldu.

Bitlis'te tanıdığı olan varsa tütün işine girelim diyorum, ne diyorsunuz samuraylar?

Herşey Eşek için!

11.01.2010 @Radikal:

Bulgaristan'da bahçesinde dişi Hint keneviri yetiştiren bir köylü, "Eşeğim uyuşturucu bağımlısı, esrardan başka ot yemiyor" diyerek kendini savundu. Eşeğin "esrarkeş" olup olmadığı test sonucu ortaya çıkacak.

Emniyet yetkilileri, Petar Mitev'in söylediklerinin doğru olup olmadığının belirlenmesi için eşeğe uyuşturucu testi yapılmasına karar verildiğini açıkladı. Buna göre Mitev'in eşeğinden kan örneği alınarak laboratuvarda incelenecek. Eğer eşek uyuşturucu bağımlısı çıkarsa Mitev ağır cezadan kurtulacak. Ama eşeğin kanında uyuşturucu bulunmazsa Mitev hakkında uyuşturucu yetiştirmenin yanı sıra "yalan ifade vermek" suçlamasıyla dava açılacak.

Amca nasıl birşey yetiştirdin de içtin sen öyle ki böyle bir ifade verdin?! Oğlum eşek bağımlı olur mu?! Tiz tohum isterük.

11 Ocak 2010

İlkokul 3 Vol.3

Bu da NzN için gelsin. Bildiğin genç yeteneğim bakar mısınız!

Not Yet

Yeni yılla ilgili en umut verici karikatür yine Piyale Madra'dan gelsin. Çok seviyorum ben bu kadını yahu!

İlkokul 3 Vol.2

Bir de bu versiyonu var tabii, hatırlatma için teşekkürler Bad'lik Amiri.

Acıtasyon

Ben hiç çıtalı uçurtma uçurmadım, biliyonuz mu? Fırk. Annem defter kağıdından yapardı normal bildiğin origami uçurtma, sonra kıçına pırpırları takardı kuyruk olarak, iple bağlayıp evin içinde koştururdum.

Ben hiç motora binmedim, biliyonuz mu? Kaskımı çıkarıp saçlarımı savururdum binseydim, ancak bisikletle idare ettim. Yokuş aşağı giderken düşüp fren bacağıma girdiğinden, onu tutup çıkardığımdan beri bisiklete de pek binmedim gerçi. Bir Amsterdam'da kiralamıştık galiba.

Ben hiç karavanla seyahat etmedim, biliyonuz mu? Çocukluktan beri bir "Alman karavan" hayranı olmama rağmen hiç içine bile giremedim. Bir karavana en yakın olduğum an, Hisarüstü'nde otobüs durağının yanına park etmiş olan yöresel (Sivas mıydı neydi?) karavanın yanında otobüs beklediğim andır.

Ben hiç sevgilimle başbaşa tatile çıkmadım, biliyonuz mu? Hep arkadaş hep arkadaş iyi güzel de, gece olunca arkadaş sevgilinin yerini doldurmuyor be gülüm. Bir "Before Sunrise" tandansı yakalamak oysa ki tüm arzum.

Ben hiç köpek gezdirmedim, biliyonuz mu? Talebim pazar günleri hava güzel olduğunda şöyle güzel bir köpekle parka gidip dolaşmak. Ama diğer günler ve hava kötüyken işim olmaz. İşbu sebeple bir köpeği olan bir sevgili talebimi Santa Clause'a ilettim.
Ben hiç tostos kullanmadım, biliyonuz mu? Üniversitedeyken babama yalvarmıştım ama sanayiiden çıkamayacağım gerekçesiyle almamıştı. Artık param olunca New Bettle alma hayallerim var. Biz büyüdük ve kirlendi hayaller aq.

Ben hiç pelin otlu Absinth içmedim, biliyonuz mu? Geçen sene Roma Free Shop'un aldığım yeşil sıvı bildiğin etil alkol çıktı, 3 shotta insanın ebesini belliyor. Gerçeğini içmeden ölürsem gözüm açık gidecek, o derece.

Ben hiç mutluluktan ağlamadım, biliyonuz mu? Dün anneme sordum, sen hiç mutluluktan ağladın mı diye. Ben 7 yaşındayken onlara haber vermeden arkadaşımın evine gitmiştim, beni 1 saat arayıp bulamamışlar, 1 saat sonra çıkıp geldiğimde ağlamış mutluluktan. Hiç o kadar mutlu olmadım demek ki...

İlkokul 3

Bu resmin aynısını/çok benzerini hayatımda hiiç çizmedim diyen varsa beri gelsin.
Al sana ezberci eğitimin kanıtı!

10 Ocak 2010

Kick+Ban

Eski sevgilinin yeni küçük orospularıyla fotoğraflarını görmemek için kendisini facebook'tan silmek yetmiyormuş. Ortak arkadaşları da uçurmalıymışsınız ki taglenmemiş fotolarda yanak yanağa, kıç kıça öpüşme pozları gözümüze girmesin.
Yalnız karı da pek çirkin üfff...

8 Ocak 2010

Süper Dede

İhsan Devrim 95 yaşında vefat etmiş 6 Ocak'ta, biraz geç oldu ama daha birkaç gün önce Süper Baba'nın Büyük Dedesi olarak andığımız bir oyuncunun şimdi ölüm haberini vermek garip. Koca internette kendisine ait biri gazeteden scanlenmiş iki farklı resim bulunabilmesi de ayrı garip.

7 Ocak 2010

Sepia Alice

Ben bu devrim adamı değilim sanırım çocuklar...
Çevremdeki insanların yaptıkları, yaşadıkları, söyledikleri, olaylara yaklaşımları, tepkileri o kadar bana uzak ki... Kendimi 80 yaşında gibi ya da dünyanın diğer ucundaki bambaşka bir topluma sürülmüş gibi hissediyorum. Ben mi "the odd one out"um, diğerlerinin mi zembereği boşaldı gerçekten bilmiyorum.
Bir kız arkadaşım gelip evlenmeyi düşündüğü 8 yıllık sevgilisini kimbilir kaçıncıya bir Kanadalı ile aldattığını gülerek anlatıyor, diğeri birlikte yaşadığı sevgilisinin yurtdışında okumaya gitmeden 1 ay önce ayrılmasını "Gitmeden takılmak istediği hatunlar vardı herhalde" diye afacan bir çocuğu sever gibi, yapılan şey sanki dolaptaki şekerleri bitirmekmiş gibi anıyor, bir diğeri 1 gece önce tanıştığı adamla yatıp ertesi gün yeni tanışan iki insan olarak iletişime devam ediyor, başka birinin sevgilisi "henüz yaşamadığı şeyler" olduğu bahanesiyle gül gibi ilişkisini bitiriyor, öbürü askere giden sevgilisinin ardından gününü gün edip çocuğun dönüşünde "sadık ve sabırlı kız arkadaş"ı oynuyor, beriki yeni sevgilisi olmasına rağmen eskilerini de idare etmeye çalışıyor vb vb.
Bazı konularda bu kadar farklı yaklaşım dedirtiyor valla yoksa ben back to the future yaptım da uyumsuzluk mu çekiyorum acep diye?

6 Ocak 2010

Pamuk Prenses Alice

İnsan 1,5 saat istasyon, karın ve kardiyo çalıştıktan sonra sauna, buhar banyosu ve hamamı peş peşe yiyince bildiğin pamuk oluyormuş yahu!!!

5 Ocak 2010

İzinsiz Mesac

04.01.2009 @Radikal:

Elektronik Haberleşme Kanunu'nda özellikle siyasi propaganda, doğrudan pazarlama ve cinsel içerikli SMS ve e-mailleri sınırlamak için değişiklik amacıyla harekete geçildi. Kanunun iki maddesinde gündeme getirilen değişiklik, söz konusu mesajlar için “önceden izin” kuralı getirecek. Uymayanlar için 100 bin liraya kadar ceza söz konusu olabilecek.

Şu kanun kapsamını genişletip banka ve gsm operatörlerinden mesaj gelmesini de izne tabii kılsalar ya! Gerçi adamlar o zaman da üyelik sözleşmesinin altına 2 puntoyla bunu da eklerler. Telefonuma düşen yegane mesajlar Garanti, Yapı Kredi ve Turkcell'den geliyorken ben de nankör müyüm ne :p

Göz Gönül Açmaca

Datlım gıymetlim gönderdi bu fotoğrafı, gözüm gönlüm açılsın deyü. Gözüm bir yerlerden ısırıyor ama bilemedim kimdir bu yavrular. Bencil olmadığımı buradan anlayabilirsiniz ki onu kendime saklamadım ;)

Ne güzel demişin Herakleitos

Burnunun direğinin sızlaması diye birşey hakkaten varmış, sabah 7'de telefonun alarmıyla uyandığım anda tecrübe ettim bunu. Özleyerek uyanmak da çok garip bir kafaymış. Ama unutulmaması gereken birşey var ki o da özlem duyulan şeyin bir insan değil o insanla ilintili olan geçmiş olduğu. Zira aynı nehirde iki kere yıkanılmıyor.

4 Ocak 2010

Made in P.R.C.

Yer fıstığı kılığına girip Yerli Malı haftasını kutlamaya daha çok var da, birkaç sorum oliciyk.
Trident ve Wentto markaları sizde sakız ve çakma scooter'dan başka birşey ifade ediyor mu?
Edenler devam etsin;
Bu telefonlardan daha önce kullanan var mı? İşyeri kotasından alacağım Blackberry çakması beni kaç ay idare edebilir? Hem çift hatlı, hem wi-fi özellikli, hem klavyeye sahip olan, hem de 300 YeTaLe civarı satılan bu cihazlar beni mutlu edebilir mi?
Beğendiğim telefonun stoğunu bitirenler olarak yardım boynunuzun borcu, ona göre.

Anket

5 yılı aşkın blog hayatımda yaptığım 2.anket de sonuçlanmış a dostlar.
Sonuçlar ahanda resimdeki gibi. Burada okuyucularıma seslenmek istiyorum : Çok memur kafalısınız!
Bunca opsiyon arasında parayı bankaya yatırıp faizini yemek mi seçilir yahu!
Bir de ben apolitiklikten yakınırken en az oyun politikaya atılmak seçeneğine gelmesi de manidar. Beni sizler yarattınız sonuçta :p

Hangover Etkisi

Hangover etkisinden bahsetmek istiyorum bugün sizlere.
Tanım yapacak olursak; sabah uyandığınızda fotoğraf makinesindeki pozların %70'ini hatırlamıyorsanız içinde bulunduğunuz halet-i ruhiye, olarak niteleyebiliriz.
Örnekle anlatmak gerekirse; Aponia açılış partisinde cumartesi akşam 6'da içmeye başlayıp pazar öğlen 2'ye kadar uyuyup da uyandığınızda kimi fotoğraf makinelerindeki pozları verdiğinizi, cüzdanınızdaki paraların nereye gittiğini, elinizi kolunuzu nerede parçaladığınızı, üstünüzün neden leş gibi şarap koktuğunu hatırlamama durumudur.
Beleş içki bahane, mehebbet şahane.

1 Ocak 2010

Yılbaşısı

Kendime not : Seneye yine bu muhitte oturuyor olursam yılbaşı için bol miktarda konserve kavanozu ve depozitosuz bira şişesi biriktirmeliyim. Saat 12'deki pencereden aşağı cam eşya yağmuruna da pek özendim!
Saat 5'te mi ne ayılıp uyanabilmiş biri olarak kendimize insan değiliz diyorum ayrıca.
Mutlu yıllar.