31 Ocak 2011

Ben Bugün Vol.2

Karıncalardan oluşan 20'şer parmaklı iki el, ense kökünüzde doğup şakaklarınıza doğru yükselip alnınızdan tuttuğu gibi aşağıya, karanlığa çekiyor.

Narkoz almak böyle birşeymiş, ben bugün bunu öğrendim.

28 Ocak 2011

Miranda Hissiyatı

Şimdi bu fotoğrafa bakınca şefkat duymam, büyülenmem, duygulanmam, gözlerimin kamaşması, yüreğimin kabarması, hatta gözlerimin dolması gerekiyor sanırım yaşım ve cinsiyetim itibariyle. Mâmafih bu fotoğrafın bende uyandırdığı sadece iki duygu var:
1. Kıskançlık. Kadının içinden dana kadar canlı çıktı, hala taş gibi ırıspı!!!
2. İç bulanıklığı. Süt vermek inek, koyun ve keçilerin işi olmalı. İnsanın memesinden süt çıkması, bir de küçük bir insanın yapışıp cok cok emmesi çok çirkin birşey ya!

Bloğu okuyan anneler ve anne adayları da kusura bakmasın ama n'apıyım, sanırım hatalı üretim olmuşum ben.

27 Ocak 2011

Ateşölçemez


Elinizde şu soldakilerden, hele ki sağdakilerden varsa ona gözünüz gibi bakın; koruyun, esirgeyin, pamuklara sarın. Zira artık bu civalı termometreler yasaklandığı için piyasada bulunmuyormuş, geçen hafta yaklaşık 6 tane eczane dolaşıp sonuncusunun elinde kalmış olan sonuncu termometreyi aldım, mutluyum. Teknoloji ile aram iyidir de elektronik termometrelere güvenmiyorum n'apayım? Peşpeşe yaptığım ölçümlerde elektronikte 37, civalıda 37,8 derece çıkması da bu güvensizliğimin geçerliliğini kanıtlamıyor değil hani...

20 Ocak 2011

Bir Edebiyat Öğretmeninin Kızı Olmak

Bir insandan; de'leri ki'leri ayıramıyor, neden bahsettiğini anlamak için yazdıklarını en az iki kere okumak gerekiyor, noktalama işaretlerinden haberi yok diye soğunur mu?
Soğunur. Gayet net.

19 Ocak 2011

B vs. T

Kendimi kötü hissediyorum salağın önde gideni gibi, konunun ne olduğunu yazınca siz de bana hak vereceksiniz. Ama yüzüme söylemek yok, içinizden gülün.
Gözümde şöyle canlanıyor; blogger liseden beri aşık olduğum, üniversiteden hemen sonra evlendiğimiz, misyoner dışında pozisyon bilmediğimiz, ailemin çok sevdiği sweetheart vefalı kocam; bunun yanında tumblr blogger'la yaptığım herşeyi ama daha da fazlasını yapabildiğim, spontane, eğlenceli, deli dolu, dengesiz, atarlı ve ateşli bir yasak aşk. Aldatıyorum blogger'ı ama onun verdiği güven duygusundan da vazgeçemiyorum. Tumblr beni çok eğlendirip gözümü gönlümü şenlendiriyor ama eğlenilecek adam kategorisinde, arada sırada birden yok oluyor, nerede kiminle ne yapıyor bilemiyorum.
Tanrım blog sitelerini aşıklara benzetmeye başladım, ne kadar hareketli bir duygusal dünyam olduğuna buradan pay biçebilirsiniz.

E-Devlet Kapısı

Gençler!
Alıyorsunuz nüfus cüzdanınızı, derhal size en yakın PTT'ye gidip "Ben e-devlet şifresi almak istiyorum." diyorsunuz, 1 TL'yi verip 1 adet dekont, 1 şifre zarfı, 1 de taahhütnameyi (Aynısından bir tane de imzalayıp PTT'ye bırakacaksınız.) alıp bilgisayar başına geçiyorsunuz. www.turkiye.gov.tr adresinden Sisteme Giriş'i e-devlet şifresi ile yaptıktan sonra şifrenizi minimum 8 haneli, harf&sayı karışık yeni bir şifreyle değiştiriyorsunuz (Dikkat, sakın unutmayın, yoksa yeni zarf için 1 TL'nizi daha alıyorlar. Yeküne bak hele!) En tepede bulunan Adalet Bakanlığı başlığından Adalet Bakanlığı Mahkeme Dava Dosyası Sorgulama linkine tıklayarak taraf olduğunuz dava detaylarını inceliyor, bu esnada "Hassekter!" diyorsunuz. Kredi kartı borcu, elektrik faturası, TTNET faturası gibi arkanızdan sinsice kovalayıp katlanarak büyüyen düşmanlarınıza hemen avukat kankalarınızla cevap veriyorsunuz. Hadi bu kıyağımı da unutmayın.
Ha, tabii ki benim sorgu da beyaz bir sayfa olarak çıkmadı, ama en azından takipsiz imiş. Hem öyle pürüpak biri var mı ki ülkede?

17 Ocak 2011

Drinking Game

İçki oyunları ergen işidir kabul ama ergen oldukları kadar da eğlenceli olduklarını unutmamak lazım. Genel kültür açısından, cuma akşamı 12 kişilik grubun en sağlamı olarak kalanlardan biri olduğum için "Büyüksün"ü kaptığım oyundan bahsetmeli.

Ortaya 2 deste oyun kartı, herkese birer shot bardağı, bir büyük bardak ve 25-30 bira konulur. Masanın çevresine geçen gençler sırayla birer kart çeker. Çıkan karta göre bir takım şeyler yapılır, bunlar:
A - Herkes birer shot atar.
2 - Kartı çeken 2 shot atar.
3 - Kartı çeken 3 shot atar.
4 - Kartı çeken 4 shot atar.
5 - Kartı çeken kişi, 5 shot'ı istediği insanlara paylaştırır. (3'ünü X içsin, 2'sini Y gibi. O gün yüklenmek istenilen biri varsa -örneğin doğum günü çocuğu- hepsi tek kişiye yüklenebilir)
6 - Kartı çeken kişi, 6 shot'ı istediği insanlara paylaştırır.
7 - Kartı çeken kişi, 7 shot'ı istediği insanlara paylaştırır.
8 - Tuvalete gitme hakkı. (8'iniz olmadan tuvalete gitmek yassak!)
9 - Kartı çeken kişi dönüp birine bir soru sorar, soru sorulan kişi de dönüp başkasına. Aynı soruyu sormamak, sorulara cevap vermemek, kitlenip kalmamak gerek. Yanan ceza olarak 3 shot atar.
10 - Oyunun akış yönünü ters çevirir.
J - Kartı çeken kişinin de içinde bulunduğu bir grup söylenir, gruba dahil olanlar 3'er shot atar. (Örneğin benim için "Kızlar", "Kıvırcık saçlı olup koyu renk saçlı olmayanlar" vb. Soruyu istediğiniz kadar uzatıp tek kişiyi hedefleyecek kadar daraltabilirsiniz. )
Q - Kartı çeken kişi bir kelime söyler, yanındaki o kelimenin içinde geçtiği bir şarkı bulmaya çalışır. O bulursa yanındakine geçer, kim kitlenirse ceza olarak 3 shot atar.
K - İlk üç papazı çekenler ortadaki büyük bardağa gönüllerinden koptuğu miktarda bira döker, sonuncu papazı bulan bardağı fondipler.

Yılbaşında bu oyunu oynayıp maymunluklarını videoya çeken grubun görüntülerini izledikten sonra götü başı dağıtıp mesaneyi patlatmak konusunda tedirginlikle başladığım oyunda 2 elde 3 adet 8 çekince rahatladım ve sakin sakin keyfini çıkardım. 8'lerden birini arkadaşa hediye ettim, birini 15 TL'ye sattım, diğerini de hadi boşa gitmesin bari diye son kart çekilmeden kullandım. İlk ellerde peş peşe bütün 4'leri çekerek hızlı bir başlangıç yapsam da sonrasında Asmalı'da oturup biramı yudumluyorum havasına girdim. Yalnız birayı zaten pek sevmem, içince Mariachi içerim, bi' de shot olunca bildiğin tiksinç geldi, börblemekten bi' haller oldum ki biliyorsunuz kızlar geğirmez, kakaları da pembedir.

12 Ocak 2011

Introduction to Puştluk

Hala bunu öğrenememiş, uzaydan gelen ya da hayatının baharında olan genç adem oğulları; sizler için kıyak bir bilgi vereceğim. İşte geliyor...
Bir hatunun ilgisini çekmenin en kolay ve zahmetsiz yolu, kısaca dengesiz olmaktır. Hatun iki gün önce "Aslında hiç fena adam değilmiş yea, bir bakalım bakalım." derken bir anda "Şimdi neden böyle davrandı, amacı ne, ne demek istedi, ne yapmaya çalışıyor, ne istiyor, manyak mı?!?" diye aklına düşmeniz işten bile değil.
Teoride hepimizin bildiği şey işte. Pratikte neden hala işliyor o halde?!?

11 Ocak 2011

DiziMania

Kadnlarla dolu bir ofiste çalışıyorsanız "mahalle baskısı"nın değişik bir türüne maruz kalabilirsiniz ki bu popüler Türk dizilerini takip olarak tezahür eder. Yaprak Dökümü, Hanımın Çiftliği gibi ekstra damardan dizilerden kurtulabilsem de "Öyle bir Geçer Zaman ki"yi en azından fragman bazında takip elzem durumda şu sıralar, çarşamba günü "Neden bahsediyor bunlar?" uzaylısı olmamak için. Az önce biten bölümün son 15 dakikasını izledim, bildiğin kin doldum. Bu sabah da şöyle bir habere denk gelmiştim konuyla alakalı :

11.01.2011 @ Radikal :

Televizyonun çok izlenen dizilerinden ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin Alman oyuncusu Wilma Elles, Türkiye’de çok beğenildiğini söyledi. Oyuncu, Kölner Express gazetesine Türkiye’deki genç kızların kendisi gibi olmak istediğini belirterek, “Dizide arka planda oynamama rağmen bana tapıyorlar” ifadesini kullandı....

Kadın, kadıınn!!! Erol Taş sendromundan muzdaribim; sokakta görsem taşlayacağım seni yeminlen! Irıspıı!!!

Bana dizi izlemek yaramıyor sanırım.