30 Aralık 2010

Blondie

Şimdi ölünün arkasından konuşmuş olmak da istemiyorum ama bazı insanlar kesinlikle sarışın olmalı, sarışın kalmalı(ymış).

14 Aralık 2010

.com

Blogger yönlendirmeli alan adlarına yapılan yasaklı sansürlü ipnelik 3 gün önce sona ermiş, RSS bağlantısından farkettim. Bu akşam gerekli ayarlamaları yapınca (Malum Pentagon'da çalışıyorum, aşırı sıkı güvenlik önlemleri yüzünden ofisten domain aldığım şirketin sitesine bile giremiyorum) www.lasantaroja.com adresi de (Bir yere yönlenmeden, direk), bu siteden alınan feed de çalışır durumda olacak. Aynı dertten muzdarip arkadaşlara duyurulur.

13 Aralık 2010

Kedi canını...



Bu adam bu ikisini programdan önce de, sonra da sandviç yapmadıysa ben de birşey bilmiyorum.
İbretlik, breh breh.

Kronolojik

Geçen gün arkadaşlarla yaptığımız klasik geyik "nereden nereye" temalı bir muhabbette mevzu bahis cep telefonlarıydı. Öyle zırt pırt telefon değiştiren biri olmamama karşın şimdiye kadar 10 yılda elimden 9 tanesi geçmiş.

"Tuğla bozması A1018'den IPhone 4'e, tey tey!" de bu kült geyiğin bir parçası da beni asıl meraklandıran bir 10 yıl sonra neremize takılmış nasıl bir mikroçip ile konuşacağımız. 2020'de beynimize yediğimiz radyasyondan kurtulanlar yorum yapar bu postun altına artık.

Yımırta

Geçen hafta herkes bir yorum yaptı bu yumurta konusunda, benimse en başından beri dikkatimi çeken tek şey var : Günlük güneşlik bir günde, bir binanın içerisindeki bir salonda yağmur yağma ihtimali olmadığına göre, o kadar koruma ellerinde açılmaya hazır, kılıfından çıkarılmış şemsiyelerle ne yapıyorlar, neyi bekliyorlar? Aaa, yoksa birisi birşey mi ima etti?

8 Aralık 2010

Kanlı Salı

Problem : Bir sabah ansızın ön alt dişinizin eti kıpkırmızı, şişkin ve dokununca kanar halde uyanmak.
Süreç : 1 gün beklemek. Ertesi gün ön üst dişinizin etinin de aynı Şebek götü haline gelmesi.
Teşhis : Google'a "diş eti şişmesi, kanaması" yazıp aratmak, gelen sonuçlardan "Diş eti iltihabı" olunduğuna karar vermek.
Aksiyon : İstanbul'da dişçiniz olmadığı için eşe dosta sormak, tavsiye istemek. Dentistanbul'u arayıp önce hala açık olduklarını teyit etmek, sonra randevu almaya çalışmak. 1 gün sonraya randevu verdiklerini duyunca telefonu kapamak.
Alternatif Arayışı : Genel Müdür'ün eşinin diş hekimi olduğunu hatırlamak, derhal kendisiyle ve şoförle görüşüp transferi organize etmek.
Çözüm : "Azcık daha kanayacak.", "Bitmek üzere, dayanın." çocuk telkinleri eşliğinde diş taşlarının kanırta kanırta ve kanata kanata temizlenmesi.
Sonuç : Altlarındaki o hain taşlardan kurtulmanın hemen akabinde inmeye başlayan şişlikler. Öküz gibi akan kanın üste başa bulaşması, halsizlik. Google'dan teşhis koymanın yersizliğinin farkedilişi.
Bu hikayeden çıkarılacak sonuç : "Ne kadar geç başlarsan kâr, bir kere yaptırınca bundan sonra hep yaptırman gerek." düsturu uyarınca bu yaşıma kadar uzak durduğum ve kaçabildiğim kadar kaçtığım diş taşı temizliği operasyonu çok kötü birşeymiş. Millet "Uff rezil birşey o." diye anlattığında gözünüzde canlandırdığınızdan çok daha kötü birşey. Siz siz olun, misvak mı yapıyorsunuz karbonat mı artık bilmem, 65 yaşına kadar kaçabilmeye çalışın. Ama günde 3 kere fırçalama, 1 kere diş ipi, 1 kere gargara anca 28 yaşına kadar idare ediyormuş bilesiniz.

6 Aralık 2010

Pavlov's LSR

Sabahları ortalama 30 dakikam serviste geçiyor. 8'de işbaşı yaptığım düşünülürse bu 30 dakikayı uyuyarak geçirmek en verimli ve akıllıca çözüm. Yalnız problem şu ki evde yatağına yattığında uyuması gözlerini kapattığı ana denk gelen bendeniz, serviste ister gözlerini sıkı sıkı yumsun, ister kulaklığından en mırıl mırıl şarkıları dinlesin, ister abartarak servisin arka koltuğuna boylu boyunca yatsın; zinhar uykuya dalamıyor. Bu duruma bir son vermeye karar verdim!
Şöyle ki, bundan sonra evde yatarken hep aynı parçayı dinleyeceğim. Böylece o şarkı benim için uyuma saatinin geldiğine delalet olacak ki serviste de dinlemeye başladığım anda uykuya dalabileyim. Yalnız öyle zırt pırt radyoda, televizyonda çıkan birşey olmaması lazım ki olur olmadık yerlerde / zamanlarda uykuya dalmayayım. Yoksa Due Date'deki sahneleri yaşamak işten değil. Bence şartlı refleks bu konuda da işe yarar, ne dersiniz?

2 Aralık 2010

Alarmlı Kedi

1 haftadır Mina isimli zilli tarafından her gün sabah tam olarak 05:46'da uyandırılıyorum. Kapımın önüne gelip avazı çıktığı kadar bağırıyor ve kapıyı açıp kışkışlamadan da susmuyor. İlk kışt'ta yatağına gidip bir daha sesini çıkarmıyor ama. Tam 1 haftadır, hiç sektirmeden, tam aynı dakikada. 4, 5, 6, 40, 45, 46 sayılarıyla Sayısal mı oynasam, deprem çantamı mı hazırlasam bilemedim ben onu!


Ne de edepli görünüyor bi' de, değil mi!