15 Haziran 2009

Otobüs Manzarası

4 yıl sonra ilk defa şehirlerarası otobüse bindim. Öyle dandik bir firma da değildi hani, ismi lazım değil baş harfi Metro.

Yoldan gelen araçtaki boş koltuğa binmek üzere paramı ödedim. Otobüs perona yaklaştığında içeri girip boş koltuk aramaya başladım. Orta kapının bir önündeki koltukta tek başına oturan 22-23 yaşlarındaki elemana "Burası boş mu?" dedim. Çocuk dilini yuttu, konuşamadı. Ağzını açtı balık gibi, kapadı. "Boş mu?" diye yineledim, kafasını salladı. Tam koltuğa geçecekken orta kapıdan leş gibi sigara kokan ve son nefesini otobüs içine üfleyen azıcık daha büyükçene bir tip "Hayır boş değil" diyerek çat oturdu koltuğa. Arkaya doğru ilerledim, az sonra kendisinden bahsedeceğim ağırcana hostes ablanın yer göstermesiyle "bayan yanı"na oturdum.

Yukarıdaki paragraftan Adriana Lima gibi birşey olduğum sonucuna varılmasın. Ortalamanın üzerinde bir tipim ve dikkat çekebilen renkler taşıyorum bünyemde. (Turuncu saç, mor pantolon, siyah-beyaz benekli çanta vb.) Yine de kimsenin nefesini kesip kekeme yapacak potansiyelde olduğumu sanmıyorum. Olaya anlam verememem yerime oturup çevreyi süzmeme kadar sürdü. Zira kısa kol tişört ve görünen saç telli iki insan ben ve yanımdaki kızcağızdı. Meğer ağırca hostes abla bizi birbirimize uygun görmüş.

Şaka maka otobüs Kabil'den geliyor olsa böyle olurdu herhalde. Molla kılıklı dedeler, çember sakallı deliganlılar, başörtülü teyzeler ve çarşaflı ablalarla doluydu araç. Ağırca hostes abla ben yerime oturur oturmaz bir bardak kolayı burnuma uzatıp gitti, havalandırmanın ayarıyla oynayan veletlere gelip kızdı, ellerine vurdu, babalarına nasihat etti, çöpleri toplamak için bir poşetle dolaşıp herkesin çöpünü kendisinin poşete atmasını istedi, benden önce o koltukta oturan kişinin alıp yemeden bıraktığı bisküviyi "Yiyecek misin bunu?" diye burnuma uzattı, kolonyayı suratıma suratıma sallayınca etil metil dinlemeden mecburen avuç açtırdı. Toplam 1 saat 45 dakika süren yolculukta bunlar oluyorsa 6-7 saatliğine tahmin edemedim ben de.

Sonuç? Uzun yolda uçağa devam, kısa yol için de inadı kırıp en kısa zamanda bir araba alınmasına karar verilmiştir.

6 yorum:

Ledsi'nin Günlüğü dedi ki...

ay fırsatım olsaydı yerlere yatacaktım gülmekten.memleketimin bu bildik manzarası ancak bukadar güzel özetlenebilirdi...sevgiler

fındıkfaresi dedi ki...

canım metro ne yazıkki hep öyle oluyor, gerçi diğerleri çok mu farklı diyeceksin ama az da olsa fark var. sevgiler

La Santa Roja dedi ki...

Ledsi, okuyunca komik ama olayın içindeyken ben pek gülememiştim :)

fındıkfaresi, eskiden çok sık kullanırdım otobüs, Metro buna dahil ama böyle şeyler başıma gelmemişti. Sanırım bütün otobüs firmaları bozulurken en çok Metro sapıtmış. Bütün renkler kirlenirken birinci beyaz olmuş diyeceğim de Metro'nun beyazlıkla da pek alakası yok ki :D

valerie dedi ki...

Cok güzel bir yazı olmuş. Bence sen Metro yla devam et. Okurken çok eğlendim.Tabi senin açından durum biraz iç karartıcı,daraltıcı olmuş olsada.

La Santa Roja dedi ki...

Otogara gidip önüme gelen otobüse biniyorum artık. Yakında daha eğlenceli hikayeler çıkabilir yani :D

valerie dedi ki...

merakla bekliyoruz..en azından ben bekliyorum.