7 Nisan 2011

Herşeyin birşeyi var yahu!

Dün akşam verilen dumanı üstünde taze kararı açıklıyorum:
YETTEERRRR!!!
Açtım anama babama da kızdım, hala memur zihniyetiyle yapılan ve senelerdir bana çelme takmaktan başka bir işe yaramayan "Aman kızım, biraz daha düşün.", "Başka bir yer ayarlamadan bırakma.", "Biraz sakinleş de sonrasında sağlıklı karar verirsin." telkinlerine devam etmeye kalktıkları için.
Yeter!
Bakıyorum çevreme, bir tane parlak zekalı insan yok yahu! Badem bıyıklıların işgal ettiği ve kendilerine mecbur olduğumuz bir devlet kurumuna Atatürkçü Düşünce Derneği'nin çelengini göndermeye kalkacak kadar gerizekalı (Bahanesi de "Biz rengimizi her durumda belli edelim."miş, lan dalyarrak iki ay sonra binadan içeri almayacaklar izniniz yok diye o zaman da gelip bana çözüm bul diye ağlayacaksın?!), 30 tane satışçı abaza herifle dolu diğer departmana popo çizgisi görünen bir etekle gelen yeni elemanı eleştirdiğimde "Bencaa insanlar işe gelirken tarzlarını yansıtan kıyafetler giyebilmeli, kendini değiştirmek zorunda olmamalıaa." diyebilecek kadar sözümonaözgürlükçüamaaslındabeyinsiz, evde ekmek bitse ofistekilere surat yapıp tersleyecek kadar profesyonellikten uzak, herrr Allahın günü aynı saatte öğle yemeğine çıkmak için çağırdığımda "Dur tuvalete gidicem." diyerek 4 kişi arka arkaya tuvalet sırasına girecek kadar kendiçişindenbilehaberiolmayan salaklarla aynı yerde çalışıyorum. İlaç için bir tane akıllı adam olmaz mı yahu?!
Ama sadece iş değiştirmek de yetmiyor artık, meslek değiştirmek gerek zira bize "Pazarlama böyle yapılır." diye öğretilenler bu ülkede yokmuş da burada yapılan anca pazarlama sekreterliği imiş. Almanya'da kararlaştırılmış ve denenmiş kampanyayı buraya uygula, İngiltere'den şu ürünleri getirip lansmanını orada belirlenmiş marka imajını yansıtacak şekilde yap, Amerika'nın online stratejisini örnek al, bla bla bla! Gidip 1500 TL'ye ajanslarda sürünücem bu yaştan sonra. Hiç değilse çalışırken aktif&pasif birlikte sigara içer daha kolay kanser olurum.

8 yorum:

lifetrainee dedi ki...

öncelikle aynı salak aklı vermeye çalıştığım için "sen de mi brütüs" dedin belki bana ama tamam efet haklısın çok sinirlenmişsin, var ya ben de aynı moddayım, tarla kiralayıp soğan domates yetiştiricem... hayat nedir yaa? neyse canım benim hayat riskleri sever, hakkında hayırlısı olsun önün açık olsun :))

Leah dedi ki...

her şeyin bi şeyi var haklısın, biz memur zihniyetli ailelerin çocukları olarak eşeğimizi sağlam kazığa bağlamayı seviyoruz herhalde. seni cesaretin için kocaman kutluyorum. go girl! :D

La Santa Roja dedi ki...

Dinimiz amin lifetrainee'ciğim. Borçlarımı göz önüne aldığımda anamgilllerin yanına yerleşip tarla işini yapmaya başlayabilirim sanırım ben :D

Daha dün akşam babamla gene aynı muhabbeti yaptık Leah, "Aman başka yer bulmadan işten ayrılma kızım." diye. Kötülük yaptıklarının farkında olmadıkları için kızamıyorum da. Eşeği salıcam çayıra artık...

turumcu dedi ki...

Şu anlamda haklı olduklarını hatırlatmayı memur anama borç bilirim, işin varken pazarlık yapmak daha kolay olur. İşsizken değerin daha düşük oluyor maalesef, bu da piyasanın bir gerçeği. Sadece maaş pazarlığınden bahsetmiyorum, düzenini bozup gelmeyi göze aldığın için daha istekli ve bu nedenle de daha değerli kabul ediliyorsun. Eşeği sağlam kazığa bağlamakla alakası yok yani benim dediğimin. Ama canına bu kadar tak ettiyse bırak gitsin...

La Santa Roja dedi ki...

Bi' dolu borç dururken işsizliği göze alamam zaten turumcu'm, ve fekat bir sonraki iş için gözümü kararttım, kariyer planımı değiştiriyorum diyorum. Yoksa ayda fiks 2bin TL gideri olan biri için bunlar çok iddialı sözler yani :p

an(ı)lık dedi ki...

sevgili alice ben de tam senin noktanda olup (sıyırma noktası) olayı daha ileri taşıdım ve işten ayrıldım ne birikmişim ne de aileden gelen bir yardım var ama insan sıyırabiliyor ve hiç bir şeyi gözü görmüyor,kulağı duymuyor.he bu arada ben senin o daha rahat olabilecek dediğin ajansta çalışıyordum:))hayırlısı diyelim:)))

deryik dedi ki...

ya ben böyle bi 2 ay geçirdim, tek işim embesil yönetimi ve aptal dürtmesiydi resmen. attığım mail üzerine beni arayıp "şey yazmışsınız güzel güzel ama okumaya üşendim, telefonda bi çabuk anlatıverseniz" diyebilenlerden bahsediyorum.

o yüzden, bitmiyorsa bitirmek lazım. kökünden. ben de sağlamcıyım; ama bi halta yaramıyor. arada bi zam aldım, bi de o biraz kesti sinirimi. yoksa gitme isteği baki.

La Santa Roja dedi ki...

an(ı)lık n'aptın yaa, orası da kaçılası bir yerse daha nereye kaçacağız ki?! :(

Ben geri dönemeyim diye Genel Müdür'le konuştum deryik, yoksa biliyorum ki sağlama tutunup risk alamayacağım. Biraz daha köşeye sıkıştırdım kendimi zira Eylül'e kadar ayrılmış olacağım dedim adama. Belki yumurta kapıya dayanınca harika bir fikir gelir aklıma da iş kurarım :p