14 Ekim 2005

ondan bundan

istanbul'a döndüm pazartesi günü. o kadar yabancı ve soğuk geldi ki herşey, valizi falan bi kenara atıp gerisin geri iskenderun'a dönmek istedim. şimdi şimdi alışıyorum tekrar. ama yine de i hate this place..
1 haftadır gebeş gebeş yatıyordum burda da, ama dün sabah bi telefon geldi yasemin'lerdeyken, bu sabah için iş görüşmesine çağırdılar. hemen kuaföre gittim insana benzedim falan fıstık. şimdi görüşmeden yeni döndüm, kadın bizim bi derse konuk konuşmacı olarak gelen birisi çıktı. pek şeker ama iş için beni çoktan seçmiş, baskı altında hissettim kendimi. sen onca zaman finans'tan kaç kaç kaç, şimdi stratejik planlama diye finansın göbeğine düş. pazartesiye karar vereceğimi söyledim, bakalım.. içim kabul etmemelisin diyo, beynimse kabul. zehir gibi bi haftasonu beni bekliyor demektir..
geldiğimden beri bi tek gonca, dilek, yasemin ve ceren'i görebildim. sevgili(!) bölüm arkadaşlarımın organize ettiği bi iftar yemeği varmış cumartesi, insanları görebilmek adına gitmeliyim sanırsam.
şimdi farkettim, tam "sevgili günlük" tadında bi entry olmuş. ee kızmayın abisi, günlerdir blog tutmaya tutmaya unuttu çocukcağız nasıl yazdığını.
bu sefer iş görüşmesinde "cici kız" imajına büründüm. böyle sevimli, şeker, sempatik insan; bir nevi çıtır; şirinlik muskası falan. hakkaten işe yarıyormuş bunu gördüm. tavsiye ederim. görüşülen kişi erkekse zaten havada karada, ama kadınsa da bu zararsız bi minik diye düşündürüp(sanırım) onları da tav edebiliyo. bundan sonra böyle yapıla!

günün yemeği: salamlı yumurta
günün şarkısı: bush - letting the cables sleep
günün atraksiyonu: akşama taksim
kız olursa: ışıl
erkek olursa: ışık








Hiç yorum yok: