21 Ekim 2009

Mahalle Baskısı

Mini etek ve desenli çorap giymeye bayılırım. Yurtdışına çıktım mı gider çorap alırım, bir de çanta. Gavurların bol bol bulunduğu bir semtte yaşıyorum. O kadar ki apartmandaki tek normal Türk isimli insan benim. Ama göç her yeri olduğu gibi burayı da vurmuş. Dün akşam eve giderken bana yaşattığınız "eteğini giymeyi unutmuşluk paranoyası" yüzünden hepinizin te mınakoyiim. Baskınıza götümle gülüp eteklerimi giymeye devam edeceğim. Her öküz gibi bakana parmak göstermeye, her laf söyleyeni itin dötüne sokmaya da devam edeceğim. Umarım hepiniz acı çeke çeke, kıvrana kıvrana ölürsünüz. İnsanlardan soğuyorum gitgide yeminle.

5 yorum:

ebvatathemua dedi ki...

Biz soğuduk da nefret kıvamına gidiyoruz artık...

Bad'lik Amiri dedi ki...

ebvata'nın dediği gibi.. biz de çoktan soğuduk da nefret etmeye başladık bile..
öküz heryerde öküz.

La Santa Roja dedi ki...

E iyice nefret dolunca ne olacak?

İğne İle İplik dedi ki...

Ehuehu çok güldüm yazıyı okurken, heralde o öküzcüklerden birini gözünüzün önüne getirip iyice bir patakladınız:)
Valla bende hedefine ulaştı bu mahalle baskısı mevzusu.. Öyleki dolabımda bir tane bile etek yok; geçenlerde elbise giyinim bir değişiklik olsun dedim, elbisem dizimin 1 cm üzerinde altında simsiyah ben burdayım diyen bir tayt var, yinede ben köşeyi dönmeden bir taksi durup şöför o iğrenç gözlerini üstüme salınca sinirden çıldırdım. Eve dönüp fırlattım elbiseyi, kös kös pantolona döndüm. Şehir dışına çıkana kadar sabırla bekliyorum..

La Santa Roja dedi ki...

Kendilerinde bu hakkı nasıl görüyorlar aklım almıyor! Ama ciğeri beş para etmez o.ç. yüzünden hayatımızı kısıtlayamayız. Siz de hemen pes etmeyin :(