16 Şubat 2012

Tam kopyalanıp çalınacak yazı şerefsizim

Ebeveyn olsam çocuğumu/çocuklarımı disiplin içerisinde yetiştirirdim sanırım. Yani benim bildiğim, tecrübe ettiğim yöntem bu. Sonra bir kendime bakıyorum bir de benim için "Bu çocuğu çok sıktık." diyerek gemi iyice gevşetilerek büyütülen kardeşime; diyorum disiplin iyi; bak sonuçlara. Diyorum sorumluluk ve görev duygusu olur, kural kaideleri bilir, yapması gerekenleri yapar yapılmaması gerekenlerden uzak durur, kolunu kırar da yen içinde bırakır, hayatta başarılı olur, ailesini ve arkadaşlarını sever korur kollar, yardıma ihtiyacı olana koşar, düşünceli olur, insanları kendilerinden ve kendisinden bile daha çok düşünür; iyi olur işte.
NAH!!!
Doğrusunu söyleyeyim onun durun.
Üstüne yüklenenleri yapacağım diye kendini yer bitirir, "Hayır" diyemez, kendini düşünmeyeni düşünmekten kendisi helak olur, hep içine atar da patlayamaz, dışarıya sert görüneceğim diye yırtınır da adam gibi dertleşemez bile, hep dik hep ayakta olmak için duygularını sürekli saklar, herkes yıkılsa da onları ayağa kaldırmayı kendi görevi sandığından vurulsa da düşemez, her ince detayı düşünmekten beyni zonklar, uykusunda bile dinlenemez, anca kafası taşşak gibi olduğunda biraz rahatlar; nah iyi olur!!
Çocuk yapacak cesaretiniz varsa bunu iyi dinleyin; azcık rahat bırakın veledi. Biraz gamsız olsun birşey olmaz. Hava karardığında hemen eve dönmesin, biraz kuralları esnetsin. Sınavından 1 alsın mesela, o da lazım. Disipline gitsin, akıllı çocuk yaramaz olur derler. Kavga filan etsin, üstü başı yırtık gelsin eve, "Herşeyden nefret ediyorum." diyebilsin, akıl almaz telefon faturaları getirsin - kim bilir hangi hayati problemi çözmüş olsun telefonda arkadaşlarıyla. Arabayı kaçırsın bir ağaca toslasın, okulu kırıp Göztepe'ye çıkıp kırmızı Tuborg'la ilk sarhoşluğunu yaşasın. Üniversite hedefini Lise 1'de koymasını ve 3 yıl sonra o okulun o bölümüne girmesini beklemeyin; 24 tane tercih var 23.ye girsin ne olacak? 4 kişi ile birlikte leş bir öğrenci evi tutsun duvarlarına Liman'dan aldığı kartpostalları astığı, gelenin gidenin hesabı olmasın. 6 hatta 7 yılda bitirsin okulu, hayat bir yere kaçmıyor. Boş dolaşsın 3-4 ay, ilk girdiği işte köpek gibi çalışmak zorunda kalsın. Bırakın biraz hata yapsın, yanlışlarıyla mutlu olsun, üzsün sizi arada; ölmezsiniz. Bırakın da kendi istediği gibi yaşasın hayatını, yaşaması gerektiğini öğrettiğiniz gibi değil.

5 yorum:

Unknown dedi ki...

ebeveyn değilim, olmaya da hiç niyetim yok ama canımdan değerli bi kardeşim var ki, okulunu uzattıkça uzatıyor diye ağzına sıçıyoruz bütün gün.. ben göya onun tarafındayım ama arada lafımı fena sokuyorum..
uyandırdığın için teşekkür ederim arkadaşım..
içim bi kötü oldu okuduktan sonra..
çenemi tutup kardeşime güvenerek yanında olmam gerektiğini hatırladım..

derhal topluyorum kendimi!!

seni de gössslerinden öpüyorum. <3

Unknown dedi ki...

valla benim de bir kardeşim var.
ebevyn kaynaklı öyle bir serbest bırakıldı ki akıllara zarar.
sokak çocuklarının bir tık üstünde sadece.
yedi içti sıçtı batırdı ama şuan öyle bir toparladı ki biz bile şoklardayız.adam bildiğin baterist oldu yurtdışına gidip eğitim almayı planlıyor.
çok iyi demişsin, çok da güzel iyi demişsin.
ben de öperim yanacıklardan.

La Santa Roja dedi ki...

Gutu ve Nes bebekler, bana hak vermenize çok sevindim ;) Kardeşlerinizin hayatında 1 telefon görüşmesi bikbikini bile azalttıysam ne mutlu bana :p
Ben de öperim ikinizi de :m

deryik dedi ki...

benim kardeşimle aramda 8 yaş var. aynı şekilde o daha geniş, rahat büyüdü; ama ne var biliyo musun, o benden başka. mesela küçücükken "hayır anne bunu giymiycem!" dedi ve giymedi. bense "hmm böyle denebiliyo mu ya?" kısmındaydım 8 yaş farkla. o bunu deyince, diretince, annem de "peki" dedi, dünya başımıza yıkılmadı yani!

ne bileyim, akşam 9 dendi; ama o 10'da geldi eve; çünkü "tam 10'da evde olurum" deyince 9 denmesine kızmıştı. dediğini yaptı. hala yapar. yaramaz veya sorumsuz değil; ama yıldız öğrenci de değil.

yıldız öğrenci bendim. o benden çok gezdi, benden çok dağıldı belki. ilk konserine benden daha genç yaşta gitti mesela, "gidicem!" dediği için, ilk "hayır"da peki peki oturmadığı için.

daha komiğini söyleyeyim, ben üniversite boyu istanbulda öğrenci evine çıkmak istedikçe "yapamazsın" dedi annem. yurt mezunu oldum ben - "the sorumluluk sahibi abla". oysa kardeşim fransa'da okula başladığında direkt eve çıktı, hala tek yaşıyor orada. kardeşim "the leyla". annemse "aa nolacak canım sizin yaşınızdakiler çocuk büyütüyo, tabii yapar" dedi!

gerçek eser öncesi müsvedde gibi hissettiğim çok olmuştur.

belki de uslu çocuk olarak beni gördükçe, nasıl olmak istemediğini filan anladı ya da ilk cevabının hep hayır olduğunu; ama sonra illa bir evet geleceğini öğrendi. bilmiyorum. bir şeyleri daha iyi yaptığı kesin.

La Santa Roja dedi ki...

Benim kızkardeşle de aramda 8 yaş var Deryik, geçtiğimiz haftalarda benim cesaret edemediğim Erasmus programı kapsamında yanına gittim Çek Cumhuriyeti'ne. Söylediğin gibi yıldız öğrenci, örnek evlat bendim ama daha çok eğlenen, istediklerini yaşayan o. Yalnız bu noktada ablalar olarak bizim de etkimiz olduğunu düşünüyorum. En azından ben, aileden bir çekinceyle karşılaşıldığında onu destekledim, kendi yapamadığım/içimde kalan/onun aklına dahi gelmese de iyi olacağını bildiğim konularda cesaretlendirdim, yolunu açtım. Ben yapamadım ama o yapsın bari dedim sanırım. Senin teorin de mantıklı, hayırdan sonra evet geleceğini gözledi belki de, kimbilir :)