Şu dünyada en nefret ettiğim mevsimsel döneme girdik artık. Bu dönemin özelliği hava ılıkken yağmur yağması. Yağmurluk giyersin terletir, penye giyersin ıslatır, şemsiye taşımaya bilmeyen gudiklerin göz çıkarma ataklarına mazur kalırsın, ne giyeceğini bilemez üstü cami altı şişhane dolanırsın, yataktan kalkasın gelmez, sürekli bir uyku hali olur, birden bastıranlarda saçak altında mahsur kalırsın, paçaların ıslanır ıslak ıslak bacağına değer (ıyyykkk!!!), ayakkabın su alır ayakların ıslanır sistit olursun, yazın rehavetinden kurtulamamış öküz sürücüler su sıçratır, gündüz gündüz ışık açmak zorunda kalırsın, sokakta yürürken çatıdan/bacadan/pervazdan şıp diye bir damla düşer gelir yakandan içeri girecek yolu bulur, (minibüs kullandığım dönemlerde böyleydi, hala var mı uygulama bilmiyorum ama) minibüs zeminine talaş serpilir içerisi ahır gibi kokar... Of Allaam bildiğin ağlayacağım ya!
5 yorum:
minibüs kullandigim derken??
ahaha
ben de ona takıldım ama sanırım öyle değil de "ulaşım için minibüs kullandığım" demek istemiştir.
neyse.
bu kadar olumsuzluklarına rağmen geçiş dönemi ve sonunda kış gelecek. biraz pollyannacılık oluyor ama...
Her mevsimin güzelliklerini ayrı ayrı yaşamayı seven bir insan olarak diyorum ki...
Moralimi bozdun. :(
Şemsiye severim ben yaw, şemsiye m varken yağmura yakalanınca, "HE heh HEhe, hazırlıksız yakalayamadın oğlum beni" diye yağmurla konuşuurm
Bir dönem minibüs şoförlüğü yaptım da ayci :p Bana bunu nasıl yakıştırdın ya hay Allah iyiliğini vermesin :D
polunochnaya, doğru anlamışsın. "bir ulaşım aracı olarak minibüs"ü kasdetmiştim :D kışı da sevmiyorum ki ben n'apsam bu durumda :(
Can, gözünü açmışım teşekkür etmen lazım bana :p
Enişte Beey, ya şemsiyen olmayınca n'oluyor??! O zaman yağmurdan kötüsü yok ama di mi :p
Yorum Gönder