26 Temmuz 2010

Dur yoksa ev kadını Detan'ı basacak!!!

Reklamlarda lambadan çıkan cin, kadına 3 dilek hakkı verdiğinde gayet normal bir insan olan kahramanımız sinekleri kokusuz ve kendi beyaz kıçına zarar gelmeyecek şekilde çatır çutur öldürecek bir ürün istediğinde ister istemez yüzüm buruşuyor. Sinekleri sevelim, onları koruyalım gibi über kafalara girmeyeceğim tamam da, kucağına alıp sevdiğin İran kedin ya da tasmasını takıp dolaştırmaya parka bahçeye götürdüğün Golden Retriever'ın kadar yaşam hakkı olan bir mahluktan söz ederken en munis ev kadınının bile Hannibal'a dönüşmesi bir garip değil mi?

Fırk

"Kafein diyeti" sözü hiç korkutucu gelmemişti doktorun dudaklarından dökülürken. Pazartesi saat 14:50 itibariyle uyumamak için göz kapaklarımı caponla yapıştırmayı düşünmeye başladığıma göre aslında baya korkutucu imiş. Ah öğle yemeği üstüne bir sigarayla birlikte keyfime pezevenklik eden orta şekerli Türk kahvesi, seni ilk günden çok özledim.

21 Temmuz 2010

Otomatik Ödeme

Benden size bir uyarı; kredi kartınız limitinin sonuna dayanacak kadar dolduysa ve bunlar taksitli harcamalar değilse, başka bir deyişle hepsini bu ay ödemek zorunda kalacaksanız, kurnazlık edip de son ödeme tarihinden önce mükerrer ödeme oluşmaması için minimum ödeme miktarını ödeyip bırakmayın. Yani bırakın da, ondan önce otomatik ödeme talimatını kaldırmayı unutmayın. Yoksa daha ayın yarısı geçmişken bir gece ansızın hesabınızdaki tüm para çekilebilir. Masraflarınızı yazmak için çantadan, cüzdandan fiş fatura aramak zorunda kalabilirsiniz.
Bu da böyle bir anımdır.

14 Temmuz 2010

"%99'u Müslüman olan bir ülke"de bu gerizekalılıklar normaldir

14.07.2010 @ Radikal :

Diyanet'in bundan sonra 'hatalı ve noksan basılan mushaf ve cüzlerle, sesli - görüntülü Kur'an-ı Kerim yayınları'nı mahkeme kararıyla engelleyebileceğini belirten akademisyenler, “Bu düzenleme, dini farklı yorumlayanlar kadar eleştirel yaklaşanların da inanç özgürlüğünü tehdit ediyor.

İnternete imam eli atılmasının da yolu açılmış oldu böylece, hayırlı uğurlu olsun. Gerçi hakimim diye dolanıp ego tatmini amaçlı yasakçıklar saçan adamların da imamdan farkı yok ya...

13 Temmuz 2010

RSS Adresi Güncelleme Uyarısı

Bloğu RSS'den takip eden arkadaşlar,

Eski RSS adresini kullanan 289 okuyucudan sadece 12 tanesi yeni adrese transfer olduğu için bu hatırlatmayı yapma gereği duyuyorum. Bloğu takip etmeye devam etmek için lütfen RSS adresini aşağıdaki şekilde revize edin:

http://feeds.feedburner.com/lasantaroja

Not: Eski RSS kaydını takip edenlere ulaşabilmek için ayarları kısa süreliğine değiştirip eski haline getirdim. İşin mantığını doğru anladıysam bu yazı, Telekom aklını başına devşirene ve bütün blogger'lar kendi adreslerine geri dönene kadar bu RSS adresinden aldığınız son güncelleme olacak. Ya da tamamen uyduruyorum.

Yolbil

Öğrenci akbilinden* normale geçisi halen kabullenememişken şimdi de normal akbilleri değiştiriyorlar sayın okuyucular. Elimizdeki akbilleri 6 TL'ye alıp yeni manyetik kartları 10 TL'ye sokuşturma operasyonu kapsamında belediyenin kasasına bu değişimden 4 milyon TL girmesi beklenirken yeni kart alacak olanlardan gelecek meblağı kestiremiyorum, aynen bu ihaleyi alan yancı şirketin bütün akbil altyapısını değiştirip manyetik sisteme geçerken ne kadar hortumlayacağını kestiremem gibi.
Öğrenci, öğretmen ve engelliler 31 Temmuz, yaşlılar 30 Eylül'e kadar akbillerini değiştirmek zorundayken biz normal akbilcilerin ne zaman yolunacağı İETT'den duyurulacakmış. Bilginize.

* Akbil, İstanbul'da otobüs, metro, vapur gibi toplu taşıma hizmetlerinde kullanılan içine para yüklenebilen bir çeşit yongalı aygıt, akıllı bilet.

9 Temmuz 2010

Giden/Kalan

Ofisteki facebook yasağının kalkması şerefine salak salak facezapping yaparken (TDK haletmiş, yeni kelime böyle türetilir.) eskilerden bir arkadaşın, simaen tanıdığım abisinin fotoğraflarını gördüm. Ne olmuş diye bakarken çocuğun 4 yıl önce öldüğünü okudum. Arabasının, kedisinin, evinin fotoğraflarını koymuş kardeşi. Küçük ama güzel bir salonu varmış, kırmızı L koltuklu. Duvarına LCD'sini de almış, raflarda kitapları, CD'leri var. Lambaya şu renkli camdan yapılmış minik avizemsilerden takmış, camın önü de çerçeve, biblo gibi ev yayıntılarıyla dolu. Ama çocuk yok. Ölmüş. Evi de, arabası da, kedisi de sahipsiz kalmış. Döşemek için o kadar uğraştığı ev hala orada duruyor, almak için harcamalarını kıstığı araba da öyle. Sokaktan kurtardığı, veterinere götürdüğü, kumunu temizleyip mamasını verdiği pembe burunlu dişi kedi de devam ediyor hayatına bir şekilde. Tavlamak için taklalar attığı, kimi zaman onu üzen/onun üzdüğü kimi zaman mutluluktan uçurtan/uçurduğu kadın da yaşamaya devam ediyor. Hayatımız boyunca birşeyleri elde etmek, sahip olmak için uğraşıp dururken gittiğimizde herşey ne kadar anlamsız kalıyor, değil mi? Ölenle ölünmüyor tamam da, geride kalan hayatın böylesine aynı kalabilmesi çok garip.
Farkettiğiniz üzere direk kişiselleştirdim olayı; ben şimdi ölsem, saksısını daha dün değiştirdiğim adaçayına ne olur? 2 haftada bir temizletmek için 70 TL verdiğim ev ne olur mesela? Kedilerime ne olur? Özene bezene aldığım, hala taksidini ödediğim kıyafetlerime, ayakkabılarıma ne olur? Denemek için aldığım, hala dolapta kapağı açılmadan duran tohum hardala ne olur? Aptal gündelik problemlerime, sıkıntılarıma, dertlerime ne olur?
Cevap çok rahatsız edici.
Hiçbir şey.
Ne kadar önemsiziz aslında.

7 Temmuz 2010

RSS Takip

Bu işlerden çok anlamıyorum. Bunu, takip ettiğim blogları Google Reader'a Feedburner adresleri üzerinden değil de direk blog adresleriyle (www.lasantaroja.com ya da santaroja.blogspot.com şeklinde) kaydetmemden de anlayabiliriz rahatlıklan. E bu durumda herhangi bir alan adı değişikliğinde yeni yazılar Reader'a düşmüyor haliyle. Bu sebeplen eğer siz de aynını yapıyorsanız, Feedburner adreslerini RSS takipçinize eklemeniz naçizane tavsiyemdir.

Mesela benim bloğun feed'i : http://feeds.feedburner.com/lasantaroja
Hani olur da atıl film bloğumu da eklemek isterseniz, o da : http://feeds.feedburner.com/dikkatspoiler

Bir de www.lasantaroja.com adresini yazdığınızda direk blogspot'a yönlenmeniz gerek, eğer 404 hatası ile karşılaşıyorsanız cache'leriniz temizlemeniz gerekiyormuş. Ben de teknik desteğin yalancısıyım. O nasıl yapılır derseniz, anlatmış master'lar. Ben bir Start/Run'dan bir de dll dosyasından korkarım ama ofis bilgisayarında denedim, sıkıntı yok :p

Bu Telekom sayesinde hepimiz güre oliciğiz, başka da birşey demiyorum ben.

NOT : Kafam karışık, yazı da karışık olmuş. Demem o ki, bloğu Google Reader tarzı bir RSS okuyucu üzerinden okuyorsanız, bloğun oraya eklediğiniz besleme adresini http://feeds.feedburner.com/lasantaroja olarak yenilerseniz sıkıntı kalmayacak gibime geliyor.

Sevgili Erkekler, lütfen bunu yapmayın! Vol.2

Üstü deri, altı kösele ayakkabıları böyle cıbıl ayaklara giymeyin, rica ediyorum. Kokusu burnuma, pişiği gözüme kadar geliyor!!!

Kaynak : The Sartorialist

Lego

Kaynak : Oatmeal

6 Temmuz 2010

santaroja.blogspot.com

Hey folks!
IP bloklanması sıkıntısını com'lu blogger'cı arkadaşlar yaşamaya devam ededursun, ben bu problemin çözümünü bilemediğimden para verip aldığım alan adını bu sıkıntı geçene kadar kullanmama, daha doğrusu blogspot'a yönlendirme yoluna gidiyorum. Bundan kelli bloğa girebileceğiniz adres:
http://santaroja.blogspot.com (La'sı yok başında dikkat, la'lısı başkasında imiş)
Feedburner'dan da ayar yapıyorum ki Reader'dan okuyanlar devam edebilsin. Başka bir çözüm bilen varsa yardım seve seve kabul edilir.

5 Temmuz 2010

Sevgili Erkekler, lütfen bunu yapmayın! Vol.1

İstediği kadar tasarım ürünü olsun, böyle götünüzde şortlarla çıkmayın karşıma!!!

Akkuyu

Akkuyu'da yapılması planlanan Nükleer Santral ile ilgili benim de ancak bu sabah haberim olan bazı gerizekalılık ve saçmalığın daniskası durumlar mevcut. Henüz duymayan varsa kabul edilen anlaşmadan bazı maddeler;

1. Santral Türk-Rus ortaklığında yapılacak fakat Türkiye'nin payı asla ve katiyen %49'u aşamayacak.
2. Santralin kurulacağı alan mevcut lisans ve mevcut altyapısı ile bedelsiz olarak Rusya'ya verilecek ve santral sökülene kadar onun sayılacak. (60 yıl) Al sana ikinci bir İncirlik vakası.
3. Santral çevresinde ihtiyaç görülen herhangi bir özel mülk derhal kamulaştırılabilecek.
4. Santral için gereken altyapı Türkiye tarafından ve bedelsiz sağlanacak.
5. Santralde çalışacak yabancı işçilere gerekli izinler için kolaylık sağlanacak.
6. Santralde üretilecek elektrik için satın alma garantisi veriliyor. Öngörülen miktardan fazla üretim olursa da satış garanti altında.
7. Kâr dağıtımı konusundaki madde şöyle; "Her bir güç ünitesinin ticari işletmeye giriş tarihinden sonra on beş yıldan daha erken olmamak kaydıyla, proje şirketi Türkiye’ye yıllık bazda net kârının yüzde 20’sini verecek." İlk 15 yıl avcunu yala, sonrasında da 5'te 1'i için aç avcunu!
8. Türkiye topraklarında kurulan bu santralde nükleer silah ve askeri malzeme üretmek yassak. İzin vermiyorlar.
Nükleer silah bence de üretilmesi ama bunun kararını Rusya mı verecek?

Yeni yeni terimler bulmak gerek bu boyunduruk desen tam değil, kapitülasyon desen o da değil, egemenlik ya da hegemonya desen oturmuyor, sömürge desen gibi gelen duruma. Benim dimağım, midem ve kelime dağarcığım yetersiz kalıyor zira.