27 Ocak 2009

Lost in the Middle

Hayata geliş amacınızı sorguladınız mı hiç?
Ulan geldik yaşıyoruz, gideceğiz, ne fark yarattım/yaratıyorum/yaratacağım diyor musunuz?
Ben çokça diyorum. Ürettiğim tek şeyin fikir olduğu ama bu fikirlerin kitlelere yayılmak şöyle dursun, bir sezonluk moda olup raflara dizildiğini görmek tatmin değil kalp ağrısı yaratıyor. Üretmek istiyorum dediğimde "Gel bir çocuk üretelim" diyen canım sevgilim, ben maalesef çok ciddiyim bu kaygılarımda. Kalbimi sıkıştırıyor, nefesimi kesiyor hatta. Ot gibi yaşayıp sabah kalkıp işe giden akşamları eve gelip televizyon karşısında sızan bir garibana dönüşüyorum. Daha 26 yaşındayım ama şimdiden emeklilik hayalleri kuruyorum. İşimi sevmiyorum sanıyordum ama asıl sevmediğim şey bu şekilde çalışmak. Dolayısıyla bunun yerine bulacağım bu tip herhangi bir iş de aynı sıkıntıyı yaratacak bünyemde. Dans öğretmeni olsaydım mesela ya da kayak hocası. Stilist olsaydım ya da iç mimar. Bir bar grubunda vokal ya da seslendirme sanatçısı. Tiyatro dekoru yapsaydım ya da kostüm. Bir kitabevinde editör olsaydım. Ol şimdi istediğini olmuyor işte. Kim n'etsin kapitalist bir işletmeciyi? Daha gencim diye kimi kandırıyorum ki, ulan hayatım bitti be! Öleyim ben be!

2 yorum:

Sera dedi ki...

öyle düşünme bence. en kalıcı eserlerin bile ne kadar kalıcı olduğu tartışılır. depresif olmamak için an'ı yaşamak lazım sanırım. gerçi ben de nihilistin dik alası oldum artık. ya da pragmatik. ideal sahibi olmaya izin vermiyorlar çünkü bu dünyada ve bu ülkede. sadece bu dünyadan nasıl istifade edebilirim diye bakmaya başladım.
belki de bunlar söylenecek şeyler değil ya da nasıl algılıyorsun bilmiyorum. kendi bloguma günce diye yazacağıma buraya yazıyorum bunları. ama yazdıkların çok tanıdık hisler olunca, tam ifade edemesem de yorum yazmak istedim.

La Santa Roja dedi ki...

söylediğin gibi bunun gibi ve çok yakın hislere sahip olan o kadar çok insan var ki çevremde. Kimse halinden memnun değil, herkes birşeyler yapmaya ya da yaptığına kendini inandırmaya çalışıyor ama aslında yakınmaktan başka birşey yapmıyoruz. Keşke dediğin gibi herşeyin koy dötüne, carpe diem ulaann diyebilsem...