12 Eylül 2008

Haber Kuşu Alice

Sabahın 8'inde, çalışmaya başlamadan gazetelere şöyle bir göz atarım. Burada yazdığım çoğu absürdlüğü de o zaman farkederim genelde. Bu sabah öyle bir potpori yapmışlar ki Top 10 mübarek! Geri sayımımıza başlıyoruz!!

10. Meğer e-postayı hayalet atmamış.
İki ay önce ölen kocasının adresinden ‘gece gelip gırtlağını sıkacağım’ diye e posta alan kadın savcılığa başvurunca şaşırtıcı bir intikam hikayesi ortaya çıktı.
Ben hiç şaşırmadım canım. Tipik bir 2 kadın, 1 adam hikayesi. Başlığa da bakın, meğer hayalet uslu uslu duruyormuşmuş. Hey yarabbim.

9. Yeni Rektöre Jet Suç Duyurusu :
Cumhurbaşkanı'nın köşke gelen listede ikinci sırada olmasına rağmen Akdeniz Üniversitesi'ne rektör olarak atadığı İsrafil Kurtcephe (!) gelir gelmez ortalığı karıştırmış. Sağa sola "Görevinizden istifa edin. Aksi halde hakkınızda bir şekilde soruşturma açılarak, görevinizden alınırsınız. Doğal olarak ben kendi ekibimle ve kadrom ile çalışmak isterim. Buna karşı çıkmanız halinde yetkilerimi kullanırım.” demeye başlamış bile!

8. Kuşhan’ın kliniği kapatılıyor.
19 yaşındaki Dila Kurt'un ölümünden sonra harekete geçen Sağlık Bakanlığı, Muzaffer Kuşhan’ın Polonezkoy’deki zayıflama merkezinin kapatılmasına karar verdi.
Adamın izni yokmuş, iyi mi. Bu kadar da medyatik bir kişilik, kimsenin aklına gelmemiş rutin kontrolleri yapmak herhalde.

7. Tanburacı: Terim tedavi edilmeli
Fatih Terim'in hakaretlerine maruz kalan Osman Tanburacı: İnsanlar hangi güçlere güvenerek bir medya mensubuna hakaretamis telefon açma fırsatı bulabiliyor.
Ne demiş Terim, ona bir göz atalım hemmen. 9 Eylül'de yaşanan konuşma, Tamburacı'nın Sky TV’de Türkiye-Belçika milli maçına ilişkin yorumlarda bulunmasından sonra gerçekleşiyor.
Bu bize aktarılanı. Ama ben pek garipsemedim yahu.

6. Erdoğan: Esas içmeyenlere yönelik baskı var
Başbakan Erdoğan içki yasağını protesto edenlere cevap verdi: "Esas içmeyenlere yönelik baskı var."
Özkök: Başbakan kontrolünü kaybetti
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Başbakan'ın suçlamasını yanıtladı: "İçki içmeyenlere saldırıldığını hiç görmedim. Ama bunun aksi örneklerini çok gördüm."
Kara Murat benim! Hayır, Kara Murat asıl benim! Hayııırr, Kara Murat bizim komşunun çocuğu!! Ama güzel olan bir nokta var; birbirlerine girdiler sonunda! Nihahıha

5. Doğan Grubu’ndan Fırat’a 1 milyon YTL’lik dava
Doğan Grubu AKP Genel Başkan yardımcısı Fırat aleyhine 1 milyon YTL’lik manevi tazminat davası açıyor.
Ahaha n'olduuu??! Neyi paylaşamadınız kuzularım? Yiyin birbirinizi ohh

4. ‘Yoldan çıktılarsa Allah belalarını versin’
AKP’nin ağır toplarından Bülent Arınç Deniz Feneri Derneği için, ‘Almanya’dakiler şaşırıp yoldan çıktılarsa Allah belalarını versin’ dedi.
Dün akşam Justice diye bir dizi izledim, tipik Amerikan avukatçılık dizilerinden. İyi taraf, mahkemede kötü tarafın eline koz vererek bir lunaparkta olan kazadan lunaparkın güvenlik görevlisinin suçlanıp park yönetiminin aklanmasına sebep oluyordu az daha. Kötü taraf da böyle bir açık bulunca atlıyordu haliyle. Neden bilmem, öyle bir şey geldi aklıma.
Bir de başımızdaki adamların literatürüne bakar mısınız, "Suçlular mahkemede yargılanacaktır"lardan "Allah belalarını versin"lere geçtik. Bu cümle başına yakın zamanda bir "Püü!" ünlemi koyulacağı kanaatindeyim.

3. İngiliz hastanın durumu kötü!
İngiltere'de 6 haftalık ömrü kaldığı söylenen adam malını mülkünü dağıttı. Bir yıl sonra sağlığının yerinde olduğunu öğrenen adam parasız kaldı.
Ahahah bu Kemal Sunal filmi değil mi yahu! Çok klişe :p

2. Onurlu yaşam seviyesinin sınırı ne?
Dört kişilik ailenin açlık sınırını 255 YTL olarak açıklayan TUİK'in Başkanvekili'nin savunması: Yaptığımız hesap doğru. Açlık sınırı kavramını farklı kullanacaksak, farklı isim bulalım. Mesela memurumuzun onurlu yaşam seviyesi diyelim.
Bu sabah Nihat radyoda bunun için güzel bir tabir kullandı. "Acından ölmemek için" gereken gelir miktarı. 4 kişilik aile un, su ve tuzdan yaptıkları hamuru yiyip kuyu suyu içerken teneke barakalarında ısınmak için birbirlerine sokulup uyur, üzerlerine gazete kağıdı örter ve çöpleri karıştırarak bulduklarını yerlerse bence de yeterli bir para.
Bir de utanmadan bunu açıklıyorlar ya, rezillik yemin ediyorum.

1. Trabzon’da gönüllü fişleme coşkusu!
Trabzon’da ramazan eğlencelerinin yapıldığı alanda stant açan polis gönüllü vatandaşların parmak izini kayıt altına alıyor.
Çok yardımsever bir milletiz. Ayrıca çok da dangalağız. Bir insan parmak izini vermek için nasıl gönüllü olabilir?! Bana bir ev, bir de ufak bir araba verirlerse ancak anlaşırız oysa.

Hiç yorum yok: