2 Temmuz 2009

Şehrin içine etmek

Bu sabah saat 07:42'de servisle Mecidiyeköy'den geçerken ortadaki metal panellerin arasına kavruk bir adamın girdiğini, köşeye geçip kimse kendisini görmüyor sandığında pantalonunu indirip oturup ŞEHRİN GÖBEĞİNE SIÇTIĞINI görmemiş olmak isterdim.
İstanbul'a vizeyle girme fikri o kadar da abes değil galiba.

8 yorum:

turumcu dedi ki...

Yuuuuuhh!!

hep dedi ki...

bu şehr-i istanbul ki bimislü bahadır :))))))

La Santa Roja dedi ki...

turumcum, ben de yarı uykulu tanık olduğum olay karşısında "Yuuuhhh!!" dedim de servistekileri uyandırdım. Başka bir tepki verilemezdi herhalde.

hep, bu şehr-i istanbul ki bisürü o.ç. doludur bence :p

nora dedi ki...

Dumur. Ama iyi anlamda.

:D:D:D:D

Bad'lik Amiri dedi ki...

Ohaaaa !

Pantolonunu çekmeye fırsat bile vermeden ağzını burnunu kırmak lazım aslında. Hakikaten bu şehir orospu çocuğundan geçilmiyor LSR. Hani annesine laf söylemeyelim demek istiyorum ama yok o da değil. Annesine de gitsin lafım. Kocaman adama sokağa sıçılmayacağını öğretemediyse alayı orospu çocuğudur.

Off. Neyse.. Ben de gelip gelip burada atıyorum stresimi :p

La Santa Roja dedi ki...

nora, bu şehirde bizi şaşırtacak az şey kaldı sanırım. dumurlardan dumur beğeniyoruz her bir an.

Bad'lik Amiri, stres topu nurtopu bir blogcuk burası :) İpini koparan, tam koparamayıp eniğini arkasına bağlayan, kaçan, göçen, mıçan herkes burada. İstanbul böyle böyle İstanbul olmuş da bu boklunun şehire ne kattığını sorarsan kötü kokudan başka bir cevabım olamaz :p

pudra dedi ki...

gece yapsaydı bari.kabul edebilirdim ben

La Santa Roja dedi ki...

Sabah yürürken "yumuşak bir şey"e basarsan bu kadar anlayışlı olacağını sanmam pudra :D