12 Ağustos 2009

Uzuun mim

Mim cevaplamayı severim. Sevmeyeni de severim, seveni de severim. Çünkü sevgi dolu bir insanım. Loreathan'dan gelen bir mimi unutmadan, ertelemeden, aklım uçmadan yapıvereyim:

1. Asla Vazgeçemediklerim :
Obsesif bir kişilik olduğum için pek çok vazgeçemediğim/vazgeçmek istemediğim canlı ve cansız "şey" bulunuyor. Bir numarama, sevenlerimin de tahmin edebileceği gibi sevdiceğim oturuyor. Bir ayrıl, bir barış mıçmıç tiksinç ilişki konseptine girsek de arada, çok seviyorum eşek sıpasını n'apıyım. Sonrasında evde bir canlı beslemek gelebilir. Yıllar içinde civciv, balık ve muhabbet kuşundan kediye terfi etsem de ara basamaklardaki ginepig, iguana, su yılanı gibi canlılar da sevimliydiler hani. Sonracığıma ailemden asla vazgeçemem. Ne olursa olsun annem&babam ve kardeşim benim için herkesten ve herşeyden önemlidir. Canımı istesinler saniyesinde...
İş yerinde aylaklık yapmaktan vazgeçemem. İşleri feci hızlı yaparım, iddialıyım herhangi birinden minimum 2 kat hızlıyım. Geri kalan zamanımda da blogdur, ff'dir takılıp laklak yapıyorum. Bahanem de belli, hiçbir işin beni %100 meşgul edip tatmin edeceğini düşünmüyorum.
Teknoloji bağımlılığım yok mu, vaar. Yeni herşeyi takip ediyormuşum, istiyormuşum, sonunda da sahip oluyormuşum öyle diyorlar :) Ayakkabılardan vazgeçemem, ayakkabı evim olsun istiyorum o derece. Öğle yemeği üstü orta şekerli Türk kahvesinden, votka-portakaldan, Pfanner yeşil elma suyundan, müzikten, kedilerimden, uykudan ve sol el baş parmağımdaki minik gümüş yüzükten vazgeçemem!!

2. a) Neden blog yazıyorum?
Bir staj günü esnasında, sıkıntıdan yazmaya başladığım blog bence izleyici ve yorumcu olmazsa olmayacak birşey. İlk yıllar pek okuyucum olmadığı için çok uzun aralar vermiştim blog hayatıma. Zaten üniversiteye gidiyorum, geceleri ayaktayım gündüzleri uyuyorum, kafa her daim 1500, alkolden mideyi delmişim, eğlencenin dibine vurmuşum kim n'etsin bloğu?! Çalışmaya başlayıp durulunca yeniden yazmaya başladım bloğu, okuyanlar/yorum yapanlar arttıkça da daha çok yazasım geliyor. Burdan yola çıkarak iletişim için blog yazdığımı söyleyebilirim sanırım. İşyerinin sıkıcılığından kaçıp blogcuların eğlencesine katılıyorum. Zaten dikkat ederseniz akşamları ya da haftasonları pek düşmüyorum buralara :p
b) Son zamanlarda hiç vakit ayıramadığım bir uğraş?
Eskiden, özellikle Soulseek kullandığım zamanlar yeni yeni müzik gruplarını, şarkıcıları keşfedip dinlemek inanılmaz zamanımı alır ve inanılmaz zevk verirdi. Uzun zamandır bunu yapamıyorum ve çook özledim!
c) Şu an için imkanım olsa gerçekleştireceğim hayalim?
Derhal İstanbul'dan taşınıp minik bir butik otel açar orada yaşamıma devam ederdim. Ha, bir de Johnny Depp'le alakalı hayallerim var ama ayıp.
d) Hayatımda "iyi ki yapmışım" dediğim 3 şey?
-Annemlere kardeş konusunda bu kadar diretmek ve sonunda 1 adet elde etmek.
-Anne&babamın değil de ne alakaları varsa eniştemin/teyzemin ısrarlarına karşı koyup üniversitede Hacettepe İngilizce Tıp seçmemiş olmak.
-Ortalamayı filan takmadan okulda 5 yıl azıtmak.
e)Mutfakta en sevdiğim uğraş?
O yönümü bilmiyorsunuz ama söylemesi ayıp çok dehşet bir aşçıyımdır. Yapamayacağım yemek yok, o kadar da iddialıyım. Sebebi de yemek yapmayı gerçekten seviyor olmam! Dolayısıyla bu soruyu en sevmediğime çevirmem daha mantıklı olacak; onlar da domates soymak ve rende yapmak :p
f)En sevdiğim 2 yemek?
-Zeytinyağlı taze fasulye
-Zeytinyağlı yaprak sarma (Buna dolma diyenlere gıcığım var)
-Kıymalı domatesli tarhana çorbası
g)Giyim konusunda abarttığım eşya?
Hmm bu soruyu iki türlü anlayabilirim. Böyle götü başı açık gezmek gibi abartılarım yoktur. Ama alışveriş babında ayakkabı konusunda abartılarım olabilir. Çantada da olabilir :p Ama asla bir parça giysi ya da aksesuara çuval dolusu para vermem. Markalı eşya giymem. Terkos pasajına ve orjinal şeylerin bulunduğu minik butiklere bayılırım. H&M'e taparım, büyüyünce orda çalışıcam :p
h)Çocuklarıma nasıl hitap ederim?
Çocuğum yok ki, kedilerime de "beyaz fare" ve "kara böcük" diyorum :)
ı)Beni anlatan bir resim : Bana benziyor bu!


Tahmin ettiğimden daha zahmetli bir mim olduğu ve kimsede küfür yemek istemediğimden kimseye göndermiyorum. Loreathan ben küfretmedim merak etme, bana işten kaçış olsun da ne olursa olsun :p Dileyen yazar.

6 yorum:

Loreathan dedi ki...

Phew,

bir an hay bu mim'i yollayan Loreathan'a da diyeceksin sandım:)

La Santa Roja dedi ki...

Eheeh demedim demedim korkma ;) İş yerindeyken gönderilen her türlü "time consuming" şey kabulümdür :p

valerie dedi ki...

zeytinyağlı "dolma" :P

La Santa Roja dedi ki...

Biber, kabak, patlıcan, domates, soğan vb. sebzeden yapılıyor o dediğin :p

valerie dedi ki...

gıcık etmek istedim ama yok olmadı.
normalde sarma tabi.dolma yazarken bile garip geldi..sesli söyleyince daha da bir garip oluyor.
zeytinyağlı dolma,dolma dolma..zaten sarmak,doldurmak..hani belki buradan çıkarırlar böyle diyenler.ne bileyim sabah sabah canım çekti şimdi bak sen.

La Santa Roja dedi ki...

Ben de aynı örneği veririm; sarmaktan sarma doldurmaktan dolma diye. Kimisi inatçı oluyor :p