7 Temmuz 2008

Ar damarı çatlamış kadın!

Haberlerde duymuş ya da gazetelerde okumuşsunuzdur muhtemelen, ama buraya hakkında yazmadan geçemeyeceğim bir olay vuku buldu geçtiğimiz ay içinde.

İddialara göre Galata Köprüsü'nde balık tutmakta olan Gülcan Köse (28) üzerindeki tayt ve t-shirt ile vücudunu teşhir ediyordu. Halkımızın ahlakını korumakla sorumlu polislerimiz, olaya derhal müdahele edip bu arsız kadını yakalayıp merkeze aldılar. Ar ve haya duyguları über düzeye ulaşmış hakimimiz de kendisine 5 ay hapis cezasını uygun buldu. Bunun üzerine kimi rospik ruhlu kadınlar da Galata Köprüsü'ne giderek "Bedenimiz bizimdir", "Ne giyeceğimize biz karar veririz", "Ar değiliz, Zar değiliz, Mal değiliz, Kadınız", "Cinselliğimiz bizimdir" gibi halkı kötü yola teşvik edici pankartlar açtılar.


Bu, yakın zamana kadar kimi medya kuruluşlarının olayı anlattığı biçimdi. Gülcan Köse, uzun zamandır koruduğu sessizliğini bozunca hikaye başka bir hal aldı:

Eşinden ayrılmış ve 2 çocuğunu göremeyen bir kadın olan Gülcan Köse (28), stresten kurtulmak için arada Galata Köprüsü'ne gelip balık tutuyordu. Bir gün üzerinde dizine kadar tayt ve dizinin biraz üstündeki elbisesiyle gene balık tutarken 2 adet güvenlik görevlisi gelip kendisine sözle sarkıntılık yaptığında kadın önce "Beni rahat bırakın" dedi, sonra da küfretti. Adamlar gittikten kısa süre sonra bir ekip aracı gelerek uygunsuz kıyafetle herkesi(!) rahatsız ettiğini söyleyip kadını araca bindirmek istediler. Orada balık tutmakta olan bir genç, bayanı rahat bırakmalarını söyleyince polisten dayak yedi. Olay büyümesin diye ekip aracına binen kadın bir otoparka götürüldü ve tacize uğradı, daha sonra orada bırakıldı. Yaşadıklarına dair şikayette bulunmak üzere karakola giden kadın da burada dayak yedi, korktuğu için şikayette bulunmadı. Bütün bu başına gelenlerin balık tutarken rüzgarda eteğinin havalanması yüzünden olduğuna inanamıyordu.

Şimdi, kadının tipine bakın Allah aşkına:

Bu mudur teşhirci kadın?

Bunun bir sonraki adımı mini etek giyenleri, daha sonra dekolte verenleri, en sonunda başı açıkları mı "hayasızca hareketler" sergilemekten içeri almak olacak?

Paranoyak değilim ama bazı şeyler hiç iyiye alamet değil.

4 yorum:

Aydan Atlayan Kedi dedi ki...

Tüm bu olup bitenlere baktıkça dehşete düşüyor insan... Eskiden "haklı olan er ya da geç mutlaka kazanır" diye düşünürdüm. Artık bundan hiç emin değilim.

La Santa Roja dedi ki...

Haklı değil Hakk'ı olan kazanıyor bu devirde :p

Rüyacı dedi ki...

Fethullah'ın esintileri işte bunlar. Emniyet içinde iyice yuvalanmışlar. O ne güzel söz öyle; "Haklı olan değil Hakk'ı olan kazanıyor bu devirde"
Konuyu sizden öğrendim ve şok olmadım. Bu gidişle daha şok olacağımız neler var sırada diye beklemekten yoruldum sadece.

(Süper)Cem dedi ki...

Çıplaklık adaletin en sade halidir. Tüm insanlar çıplak olsaydı dünya gayet namuslu bir yer olurdu. Bütün kadınlar güzel, bütün erkekler bakımlı olurdu. Bence böyle olmalıydı.

Geçmişte yaşayan hayalperest insanların sapıklıklarını hala "günah" adı altında bize dayatıyorlar. Geçmişte yaşayanlar sapıkmış, Sodom efsaneleri durduk yere çıkmamış. Köklerimizin sapkınlığından geliyor bu gariplikler. 2bin yıl önce dayatılmış masallarla uyutulan bir nesilde böyle masaldan bozma suçlamalarda gayet normaldir.

Teşhir olayı bambaşka bir mevzu. Bu resimde duran abla teşhircilik yapsa ben arkamı döner, olabildiğince hızlı kaçarım. Uçan saçtan tahrik olan bir toplumuz abi ahaha Nedir yani bu ablanın giyimi? Sapıklığınızı başkalarına mal etmeyin yahu.

-elhamdürillah müslümanız, ohh göte gel.