30 Aralık 2010
Blondie
14 Aralık 2010
.com
13 Aralık 2010
Kedi canını...
Bu adam bu ikisini programdan önce de, sonra da sandviç yapmadıysa ben de birşey bilmiyorum.
İbretlik, breh breh.
Kronolojik
Yımırta
8 Aralık 2010
Kanlı Salı
Süreç : 1 gün beklemek. Ertesi gün ön üst dişinizin etinin de aynı Şebek götü haline gelmesi.
Teşhis : Google'a "diş eti şişmesi, kanaması" yazıp aratmak, gelen sonuçlardan "Diş eti iltihabı" olunduğuna karar vermek.
Aksiyon : İstanbul'da dişçiniz olmadığı için eşe dosta sormak, tavsiye istemek. Dentistanbul'u arayıp önce hala açık olduklarını teyit etmek, sonra randevu almaya çalışmak. 1 gün sonraya randevu verdiklerini duyunca telefonu kapamak.
Alternatif Arayışı : Genel Müdür'ün eşinin diş hekimi olduğunu hatırlamak, derhal kendisiyle ve şoförle görüşüp transferi organize etmek.
Çözüm : "Azcık daha kanayacak.", "Bitmek üzere, dayanın." çocuk telkinleri eşliğinde diş taşlarının kanırta kanırta ve kanata kanata temizlenmesi.
Sonuç : Altlarındaki o hain taşlardan kurtulmanın hemen akabinde inmeye başlayan şişlikler. Öküz gibi akan kanın üste başa bulaşması, halsizlik. Google'dan teşhis koymanın yersizliğinin farkedilişi.
Bu hikayeden çıkarılacak sonuç : "Ne kadar geç başlarsan kâr, bir kere yaptırınca bundan sonra hep yaptırman gerek." düsturu uyarınca bu yaşıma kadar uzak durduğum ve kaçabildiğim kadar kaçtığım diş taşı temizliği operasyonu çok kötü birşeymiş. Millet "Uff rezil birşey o." diye anlattığında gözünüzde canlandırdığınızdan çok daha kötü birşey. Siz siz olun, misvak mı yapıyorsunuz karbonat mı artık bilmem, 65 yaşına kadar kaçabilmeye çalışın. Ama günde 3 kere fırçalama, 1 kere diş ipi, 1 kere gargara anca 28 yaşına kadar idare ediyormuş bilesiniz.
6 Aralık 2010
Pavlov's LSR
Şöyle ki, bundan sonra evde yatarken hep aynı parçayı dinleyeceğim. Böylece o şarkı benim için uyuma saatinin geldiğine delalet olacak ki serviste de dinlemeye başladığım anda uykuya dalabileyim. Yalnız öyle zırt pırt radyoda, televizyonda çıkan birşey olmaması lazım ki olur olmadık yerlerde / zamanlarda uykuya dalmayayım. Yoksa Due Date'deki sahneleri yaşamak işten değil. Bence şartlı refleks bu konuda da işe yarar, ne dersiniz?
2 Aralık 2010
Alarmlı Kedi
Ne de edepli görünüyor bi' de, değil mi!
20 Kasım 2010
Keyf
Tatil güzel.
Aile saadeti güzel.
Ege sahilleri ve yazdan kalma günler güzel.
Ailenin yeni taşındığı Ege'nin güzide sahil kasabasında, bu şahane havada 9 günlük bayram tatili en güzel.
Keşke emekli olsam da inzivaya çekilsem.
7 Kasım 2010
Züppe Alice
Birkaç gün önce bir arkadaşımın evine gittim, ilk defa. Birkaç arkadaş birlikte yaşıyorlar, her odada kanepesi, ekstra yatağı; geleni gideni bol tipik öğrenci evi stayla. Salon bile birinin odası aynı zamanda, kenarda çift kişilik yatak; öyle düşünün. Gene bu tip evlerin olmazsa olmazı tavanı akmaktan bir hal olan banyo, rutubet kokusu ve yerlerde nuh nebiden kalma, içinde ne floralar oluşmuş halıfleks. Kabul, hiçbir zaman klasik bir öğrenci evim olmadı benim; ilk evim Etiler'in ucunda bir sitedeydi. Sonraki öğrenci semtinde ama içi parkeli pimapenli bir 3+1'di, bir sonraki bir dubleks, şimdiyse tek başıma yaşadığım ve içini komple yenilettiğim nam-ı diğer Saray Yavrusu. Belki bu yüzdendir bu tip evlere olan ilginç antipatim, alışık olmamam. Zorunlu olunca insan nelere katlanıyor, onu da anlıyorum ama gidesim, içinde zaman geçiresim gelmiyor işte böyle insanların mecburiyetten katlandıkları dökülen evlere. Gerçek bir şımarık mıyım, standartlarına körü körüne bağlı bir züppe mi bilemiyorum. Allah düşürmesin deyin bari.
4 Kasım 2010
Tüketici İsyanı
2 Kasım 2010
Wezel*
"Kemerimin içine sakladığım tel toka sayesinde kelepçeleri açıp kurtuldum, nihaha."
"Beni yenemezsin!"
"Aslında sen onu böyle sanarken ben sana oyun oynamıştım da, o böyle değil şöyleydi."
Karizmayı resetlemeyi göze alarak dile getirdiğim bu dialogları tek kelimeyle niteleyeceğim; gerzekçe.
Hah işte, dün akşam Ezel'i izlerken de tam olarak bu duyguya kapıldım.
"Sana tamamen güveneceğimi mi sandın Eyşan?"
"Sen bizi kıstırmadın, biz seni köşeye sıkıştırdık Kenan."
"Oğlumu tehlikeye atacağımı nasıl düşünürsün?!"
"Beni yalnız bırakacağını sandın ama yalnız kalan sen oldun."
"Hepinizi bitireceğim!!!"
Yaa bi gidip çay koyun Allahasen. Senarist mi değiştirdiniz, sanatçı tıkanması mı yaşıyorsunuz n'apıyorsunuz bilmem de yeni aldığım dana kadar televizyon bile sizi izlenir kılamaz bu gidişle.
Bi' de Ezel'de ya "Şişmanlar, gözlüklü ve sivilceliler, orospular, zenciler ve gıcıklar ilk önce ölür." mottosunu uyguluyorlar ya da izleyiciler ölenlere pek üzülmesin diye gözden çıkarılan karakterler, öldürülmeden önce itinayla gıcıklaştırılıyor. İlk olarak bağırtkan çocuk Eren, sonra mıymıy "haniellerimiheptutacaktındahiçbırakmayacaktın" kızı Bahar, şimdi de elime geçse tokat manyağı yapacağım sümük gibi yapışkan "abimsin, abim değilsin, abimsin, abim değilsin" sorunlu ergeni Mert. Kalan karakterlerden en gıcığı şizofren taklitli buyurgan atarlı kötü adam Kaya sanki. Sana yol göründü tatlım!
* Ezel gerçek sesi için Wezel yaz, 6666'ya gönder.
** Oyunlarda bir şekilde hep kötü tarafın kazandığını belirtmeme gerek var mı?
7 Ekim 2010
Küçüktüm küçücüktüm Vol.5
İlkokul 1'e giderken okulum annemin okulunun hemen dibinde olduğu ve beraber gidip geldiğimiz için harçlık vermezlerdi bana. Bütün bitli arkadaşlarımın (a.k.a. bütün arkadaşlarım) ikinci teneffüste, okulun bahçesinin girişindeki büfeye koşup nal gibi kocaman, hafif sarımsı 100 liralarla ortasında minicik bir peynir kalıntısı olan açmalardan aldığını hatırlıyorum; bir de çok canımın istediğini. Anneme söyledim mi bilmem, söylediysem de abur cubur yememem için vermemiştir para. İşte o an, benim babamın para koleksiyonuna dadandığım andır. Adamcağız da en çok o 100 liralardan toplamış, kolay bulunuyor diye herhalde. Ben deyim 30, siz deyin 50 tane var kutunun içinde. Ama onlarla işim bittiğinde 3-4 tane kaldığını hatırlıyorum. Hayatımın ilk hırsızlığı böyle de birşey. Garip olan, kimse de nereye gitti bu paralar demedi.
Çocukla uğraşmak çok zor şey azizim.
27 Eylül 2010
Achtung!!!
Sabah erken uyandığımda daha asabi olurum.
Midem kazınırken pazartesi sabahları erken uyandığımda daha daha daha asabi olurum.
Hava yağmurluysa midem kazınırken pazartesi sabahları erken uyandığımda daha daha daha daha asabi olurum.
Pms olayın pokunu çıkarttığında hava yağmurluysa, midem kazınırken pazartesi sabahları erken uyandığımda daha daha daha daha daha asabi olurum.
So, beware of the bitch witch watching her Swatch watch's switch.
24 Eylül 2010
Teşekkürler Türkiye, cebimizi doldurdun diye!
"Bak seen!" deyip iptal için Turkcell'i aradığınızda ise köpüreceğinizi garanti edebilirim:
- 4 yıldan uzun süredir abone olan müşterilerimiz herhangi bir koşula bağlı kalmaksızın bu kampanyadan yararlanırken 4 yıldan kısa süredir abone olanlar, 6 ay kullanım sözü verdiklerinde kullanabiliyorlar.
- Bi' de iptal ücreti mi alacaksınız, bakın bakalım?!
- Kampanyanın iptali ilk hafta gerçekleşirse ücret talep edilmiyor. İkinci haftada 3,63 TL üçüncü haftada ise 7,28 TL faturanıza yansıyacaktır.
- 2 gün oldu henüz, bugün cuma diye hafta bitti demeyecekseniz ücret ödemeyeceğim yani?
- Arkadaşlarımız size bu konuda dönecekler.
- Nasıl yani? Benim başvurduğum değil, sizin bana döndüğünüz tarihe göre mi hesaplanacak bu tutar?
- Evet.
- Genelde 48 saat içinde dönüş gerçekleştiriyoruz.
- Genelde öyle de, bana dönmezseniz ne olacak?
- Arkadaşlarımız dönsün, size gerekli bilgiyi verecekler.
- Fesupanallah!!! Dönsünler bakalım.
- Yardımcı olmamı istediğiniz başka bir konu var mı?
Eben Turkcell, eben. Vodafone'dan ayfon alcam ben çatla da patla sen de.
20 Eylül 2010
Dijifobia
Skype ve MSN'den sonra en çok kullanılan sohbet uygulaması Google Talk'taki bazı konuşmaların firmanın üst düzey mühendisi David Barksdale tarafından takip edildiği ortaya çıktı.
Google yöneticilerinin de kabul ettiği bu habere göre David Barksdale adlı 27 yaşındaki üst düzey bir Google yazılım mühendisi kullanıcıların hesaplarına girerek sohbet kayıtlarını ve yazışmalarını okudu. Küçük yaştaki kız ve erkek çocukların mağdur olduğu gelişmede Barksdale’in yazışma kayıtlarına girerek kullanıcıların özel hayatlarına dair bilgiler sızdırdığı ve onları tehdit ettiği belirlendi.
Birkaç yıl önce, gmail'den mail attığım birinin Facebook'ta arkadaş olarak önerilmesiyle bir kıllanmış, gmail şifremi bilmeyen ve hesaplarımı bağlamadığım Facebook'un kayıt sırasında "Accept" ettiğim hangi bit kadar yazıya dayanarak adres defterimi böyle alenen kurcaladığına inanamamıştım. İnternet hayatımızda vazgeçilmez olana dönüşüp sınırsız kişisel içeriğimiz hem kendi, hem sevgili arkadaşlarımız tarafında ortalığı saçıldıkça kaşıntım tutup paranoyam hortluyor ama şu devirde facebook, twitter, friendfeed, thumblr, blogger, gmail, hotmail, msn, yahoo, youtube, last fm, formspring, yemek sepeti vs vs ne kadar dijital kimliğimiz varsa silip sırra kadem basma fikri da bildiğin hayalperestlik. En başından hiç girmemek lazımmış bu işlere. Hem silsek de bilgiler baki, birkaç gün önce, Melozilla'nın sildiği bir albümdeki fotoğrafların hala Facebook'ta olduğu ve tag'lenmiş kişilerin profillerinden ulaşılabildiklerini farkettim.
Korkarım eli de kaptırdık, kolu da, götü de.
16 Eylül 2010
Doktorculuk
1. Yörsan tava yoğurdu kaplarının, "Annem geldiğinde bununla birşey yapar ki!" bahanesiyle yıkanıp dolaba kaldırılması.
2. Salı akşamları "Yarın Elmira geliyor!", çarşamba günleri "Bugün Elmira geldi! Akşama tertemiz eve gideceğim." diye sevinmek.
3. Çılgın Hırsız ve Pirana filmleri arasında seçim yaparken "Gece gece gerilmeyelim." diye sevimli animasyonu seçmek.
4. Araba, ev gibi büyük projeler satın almayı düşünmeye başlamak.
5. Ofiste altın günü yapmak.
6. İlk gençlikte "Aman oram buram görünür." diye giyil(e)meyen kıyafetleri rahaat rahaat giymek.
Tanı:
"Çocuk doğurmadan anne olmuşsunuz hanfendü."
13 Eylül 2010
Haset
- Evine ne zaman döneceksin Christy?
- Hmm, sanırım bir yıl sonra.
- İş için mi geziyorsun bu kadar Christy?
- Yoo, tarihi takip etme gerekliliğim bulunmuyor ki.
- Burayı nerden duydun Christy?
Biz de 1 yıl çalışıp para biriktirelim de 1 hafta tatile gidebilelim.
Allah belanı versin Christy.
2 Eylül 2010
Sürpriz!
Cevap veriyorum, SOKAĞIN ORTASINA SIÇIYORLAR!!!
Git kenara yap mendebur hayvan! İnsan sabah sabah servise bindiğinde burnuna gelen korkunç ötesi kokunun ayakkabısının altından geldiğini farkettiğinde hiçbir sevimliliğiniz kalmıyor, bilesiniz!
31 Ağustos 2010
27 Ağustos 2010
Telefon Özürlüsü
Sonuç;
6464 saniye, yani 107,73 dakika.
Bir başka sonuç;
Not : Mesaj konusuna ise hiç girmeyelim, bıt bıt bir mesaj yazana kadar 3 kişiyi arayıp işimi halleder, üzerine tuvalete girer Uykusuz'un 1/4'ünü okurum ben.
23 Ağustos 2010
Sülüman
Altıncı kata nasıl çıktın onu da anlamadım ya... Eceline dörtnala koşmak böyle birşey herhalde.
PS. Sevimli de birşeysin, kızamıyorum ki!
21 Ağustos 2010
Çat
Uludağ : 16 derece
İstanbul : 30 derece
16 Ağustos 2010
Bilimsel Gerçekler
* Genç halkın %60'ı evinin dışında tuvalete giremiyor. Ne kaka, ne çiş, ne osuruk.
Küçükken sarışın olup bisiklete sempati duymak, her yere kaka yapabilme durumu üzerinde olumlu şekilde etkili olsa da lavanta kolonyası sevip kıvırcık saçlı olmak birer "must".
Sıkıysa çürütün.
13 Ağustos 2010
Çam sakızı köyün ağası armağanı
Ay lav yu Barzo'm.
11 Ağustos 2010
Bilmece Bildirmece
Pause. 5 saniye kadar.
Ben bir yere gitmedim, bir yerden gelmedim. Nereye hoşgeldim ki?
7 Ağustos 2010
Bilgisayar en kişisel birşeydir
6 Ağustos 2010
Hukuksal Kafalar
4 Ağustos 2010
Bir takım tanımlar
Komik: Adamın elindeki elin kendini geri çekmesiyle bir terslik olduğunu farkedip arkasını döndüğünde ve durumu kavradığında tam yanımda olan sevgilisine attığı dehşete düşmüş bakış.
3 Ağustos 2010
Benim Cici Sigaram
Biz cool insanlar olarak kalkmadık en başından tabii ki :p Kriterleri sizle paylaşmak istiyorum izninizle:
1. Eşi/sevgilisi olanlar otursun.
Ayakta kalan 70'lik dede ve 45'lik kız kurusuyla aramdaki tek farkın sigara olması düşündürücü. I ♥ Lucky Strike.
Ex-Ergen
Ayrıca içimdeki ergeni uyandırdın, alacağın olsun.
Öyle çok şey var ki içimde
hep sustuk konuşmak yerine
Konuşmadığımız her ne varsa
Seninle sakladım gözlerimde
26 Temmuz 2010
Dur yoksa ev kadını Detan'ı basacak!!!
Fırk
21 Temmuz 2010
Otomatik Ödeme
Bu da böyle bir anımdır.
14 Temmuz 2010
"%99'u Müslüman olan bir ülke"de bu gerizekalılıklar normaldir
Diyanet'in bundan sonra 'hatalı ve noksan basılan mushaf ve cüzlerle, sesli - görüntülü Kur'an-ı Kerim yayınları'nı mahkeme kararıyla engelleyebileceğini belirten akademisyenler, “Bu düzenleme, dini farklı yorumlayanlar kadar eleştirel yaklaşanların da inanç özgürlüğünü tehdit ediyor.
İnternete imam eli atılmasının da yolu açılmış oldu böylece, hayırlı uğurlu olsun. Gerçi hakimim diye dolanıp ego tatmini amaçlı yasakçıklar saçan adamların da imamdan farkı yok ya...
13 Temmuz 2010
RSS Adresi Güncelleme Uyarısı
Eski RSS adresini kullanan 289 okuyucudan sadece 12 tanesi yeni adrese transfer olduğu için bu hatırlatmayı yapma gereği duyuyorum. Bloğu takip etmeye devam etmek için lütfen RSS adresini aşağıdaki şekilde revize edin:
Not: Eski RSS kaydını takip edenlere ulaşabilmek için ayarları kısa süreliğine değiştirip eski haline getirdim. İşin mantığını doğru anladıysam bu yazı, Telekom aklını başına devşirene ve bütün blogger'lar kendi adreslerine geri dönene kadar bu RSS adresinden aldığınız son güncelleme olacak. Ya da tamamen uyduruyorum.
Yolbil
Öğrenci, öğretmen ve engelliler 31 Temmuz, yaşlılar 30 Eylül'e kadar akbillerini değiştirmek zorundayken biz normal akbilcilerin ne zaman yolunacağı İETT'den duyurulacakmış. Bilginize.
* Akbil, İstanbul'da otobüs, metro, vapur gibi toplu taşıma hizmetlerinde kullanılan içine para yüklenebilen bir çeşit yongalı aygıt, akıllı bilet.
9 Temmuz 2010
Giden/Kalan
Farkettiğiniz üzere direk kişiselleştirdim olayı; ben şimdi ölsem, saksısını daha dün değiştirdiğim adaçayına ne olur? 2 haftada bir temizletmek için 70 TL verdiğim ev ne olur mesela? Kedilerime ne olur? Özene bezene aldığım, hala taksidini ödediğim kıyafetlerime, ayakkabılarıma ne olur? Denemek için aldığım, hala dolapta kapağı açılmadan duran tohum hardala ne olur? Aptal gündelik problemlerime, sıkıntılarıma, dertlerime ne olur?
Cevap çok rahatsız edici.
Hiçbir şey.
Ne kadar önemsiziz aslında.
7 Temmuz 2010
RSS Takip
Mesela benim bloğun feed'i : http://feeds.feedburner.com/lasantaroja
Hani olur da atıl film bloğumu da eklemek isterseniz, o da : http://feeds.feedburner.com/dikkatspoiler
Bu Telekom sayesinde hepimiz güre oliciğiz, başka da birşey demiyorum ben.
NOT : Kafam karışık, yazı da karışık olmuş. Demem o ki, bloğu Google Reader tarzı bir RSS okuyucu üzerinden okuyorsanız, bloğun oraya eklediğiniz besleme adresini http://feeds.feedburner.com/lasantaroja olarak yenilerseniz sıkıntı kalmayacak gibime geliyor.
Sevgili Erkekler, lütfen bunu yapmayın! Vol.2
Kaynak : The Sartorialist
6 Temmuz 2010
santaroja.blogspot.com
IP bloklanması sıkıntısını com'lu blogger'cı arkadaşlar yaşamaya devam ededursun, ben bu problemin çözümünü bilemediğimden para verip aldığım alan adını bu sıkıntı geçene kadar kullanmama, daha doğrusu blogspot'a yönlendirme yoluna gidiyorum. Bundan kelli bloğa girebileceğiniz adres:
http://santaroja.blogspot.com (La'sı yok başında dikkat, la'lısı başkasında imiş)
Feedburner'dan da ayar yapıyorum ki Reader'dan okuyanlar devam edebilsin. Başka bir çözüm bilen varsa yardım seve seve kabul edilir.
5 Temmuz 2010
Akkuyu
1. Santral Türk-Rus ortaklığında yapılacak fakat Türkiye'nin payı asla ve katiyen %49'u aşamayacak.
2. Santralin kurulacağı alan mevcut lisans ve mevcut altyapısı ile bedelsiz olarak Rusya'ya verilecek ve santral sökülene kadar onun sayılacak. (60 yıl) Al sana ikinci bir İncirlik vakası.
3. Santral çevresinde ihtiyaç görülen herhangi bir özel mülk derhal kamulaştırılabilecek.
4. Santral için gereken altyapı Türkiye tarafından ve bedelsiz sağlanacak.
5. Santralde çalışacak yabancı işçilere gerekli izinler için kolaylık sağlanacak.
6. Santralde üretilecek elektrik için satın alma garantisi veriliyor. Öngörülen miktardan fazla üretim olursa da satış garanti altında.
7. Kâr dağıtımı konusundaki madde şöyle; "Her bir güç ünitesinin ticari işletmeye giriş tarihinden sonra on beş yıldan daha erken olmamak kaydıyla, proje şirketi Türkiye’ye yıllık bazda net kârının yüzde 20’sini verecek." İlk 15 yıl avcunu yala, sonrasında da 5'te 1'i için aç avcunu!
8. Türkiye topraklarında kurulan bu santralde nükleer silah ve askeri malzeme üretmek yassak. İzin vermiyorlar.
Nükleer silah bence de üretilmesi ama bunun kararını Rusya mı verecek?
Yeni yeni terimler bulmak gerek bu boyunduruk desen tam değil, kapitülasyon desen o da değil, egemenlik ya da hegemonya desen oturmuyor, sömürge desen gibi gelen duruma. Benim dimağım, midem ve kelime dağarcığım yetersiz kalıyor zira.
29 Haziran 2010
Türk annesi gibisin Radikal
ABD'li sinema oyuncusu ve manken Megan Fox uzun süreden beri arkadaşlık ettiği, kendisi gibi oyuncu olan Brian Austin Green geçen hafta evlendi.
Arkadaşlık etmek nedir ya?!?! Ahahahha bizim kızın konuştuğu deyin bir de, tam olsun!
Çeyrek Yaş
İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre 26-30 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 73'ü 'çeyrek yaş bunalımı' yaşıyor. Çeyrek yaş bunalımı orta yaş bunalımı gibi bir rahatsızlık fakat ortaya çıkış sebepleri orta yaş krizinden farklı. Çeyrek yaş krizi daha çok içinde bulunulan koşulların ve dünyada egemen olan eğilimlerin dışına çıkamamanın etkisiyle oluşuyor.
Bu depresif hallerimin suçlusu bulundu. 30'unda "30 yaş bunalımı", 35'inde "Orta Yaş Bunalımı", 45'inde "Menopoz Bunalımı", 50'sinde "Yaşlılık Bunalımı" diye gittiğine göre ne yaşadıysanız 26'sına kadar yaşadınız gençler! Sonrası pismiş.
28 Haziran 2010
Ah Şöfeer
25 Haziran 2010
24 Haziran 2010
Anamı gatma!!!
Bilinçsizlik Mutluluktur
21 Haziran 2010
This is London
Akla gelebilecek her çeşit insan ırkının kozmopolit kozmopolit yaşadığı bir şehirde bu pek de ilginç bir durum değil elbette ama varyasyonun pek de çeşitli olmadığı İstanbul'da yaşayan biri olarak bana ilginç gelmesi de çok ilginç değil. Gördüğüm çiftler şöyleydi örneğin; Zenci-İskandinav, Japon-Güney Amerikalı, Çinli-Beyaz, Hintli-Zenci, Hintli-İskandinav, Hintli-Beyaz, Hintli-Japon, Hintli-Çinli. Koca şehrin %75'i Hintli olunca böyle bir ağırlıkları oluyor herhalde :p
Cins tabir edilen hayvanların doğadaki en nazlı, en kolay ve en çok hastalanan hayvanlar olması bile sana birşey anlatamıyor mu?
İşbu çıkarımlarımdan hareketle bir İspanyol ya da genlerinde çilsizinden ginger DNA'sı taşıyan Irish ile melezleşmek istediğimi belirtir, "Hava çok sıcaakkk!!!" yakarışımla 10 günde Londoner olmuş kıçımın kenarı imajımı taçlandırırım.
Not: Başlık, son 10 gün her "Ehh bu niye böyle?!" ya da "Aaa bu niye böyle?" tepkimde aldığım cevaptır.
11 Haziran 2010
Absent
10 Haziran 2010
Onay vs İzin
Benim aklıma takılansa "Bakanlık tarafından onaylanmıştır." ile "Bakanlık tarafından izinlidir."in farkı. Kesin, %1500 bir farkı, bir cinliği vardır bunun da acep ne?
9 Haziran 2010
No Pain!
Ne sarayda ne handa
3+1 saray yavrusu evimde
Miğdeemmm kanıyoor
8 Haziran 2010
İBB
1. Daha önce hiç bu kadar başı kapalı kadını bir arada görmemiştim.
2. Daha önce hiç bu kadar bıyıklı adamı bir arada görmemiştim.
3. Daha önce hiç fuar alanında çöp toplamakla görevli sadece 2'si çalışan kalan 13'ü elleri arkasında kavuşturulmuş yürüyen adam görmemiştim.
4. Daha önce hiç çatısı böyle akan bir kapalı alan görmemiştim.
5. Daha önce hiç akan suları toplamak için ortasında 15 kova olan bir stand görmemiştim.
6. Daha önce hiç böyle bir standı adam etmek için grand tuvalet uğraşmamıştım!!!
7 Haziran 2010
Borcam
Yeni ev aldığımızda, ki bu takriben 20 yıl önce oluyor, hediye gelen Borcam'lar bu yıl benim evime kutusuyla geliyorsa rahatlıkla "In Borcam I trust" diyebilirim.
3 Haziran 2010
Teknoloji vs. La Santa Roja
5-6 gündür çektiğimi bir ben biliyorum a dostlar. 12 gb'lık cüce hafızası haliyle bana yetemeyen ofis desktopumdaki bilgileri yeni laptopa aktarmaları için başka bir ildeki IT Bölümü'ne gönderdim geçtiğimiz cuma. Pazartesi bir telefon;
Ardından gelen minik laptopun 1 usb, 1 de eSATA çıkışlı olduğunu farkettim. Ayrı ekran ve klavye/mouse kullanacağımı bildirmeme rağmen usb çıkışlı bu ekipmanları göndermek akıllarına gelmemiş çocukların. 2 gün 13,3 inch ekranda boynum tutula tutula çalıştıktan sonra gönderilen kablosuz klavye taktığımın ikinci dakikasında kendi kendine "Sparis, indrim, isknto" yazmaya başladığında bir betim benzim atıp yusuf yusuf olduysam da sonra birilerinin wireless'ı ile karıştığımı anladım. Lakin o birkaç saniyelik korku uzun zamandır korku filmlerinde aradığını bulamayan bendenize güzel bir tatmin yaşattı. Gönderilen usb çoklayıcı da fazla enerji çektiği için arıza verince gene minik laptopumla başbaşa 2 gün daha çalışmak zorunda kaldık ki boyun fıtığı olduğuma eminim şu an. En yakın Office Store'a gidip bir kablosuz mouse, bir usb çıkışlı klavye aldıktan sonra işbu satırları arkama yaslanarak yazabiliyorum. Gene de printer bağlantım yok zira boşta usb kalmadı. Olsun, eskiden printer mı varmış?!
Sizleri zerre ilgilendirmeyen bu konuda içimi döktükten sonra artık sevgili Excel tablolarıma geri dönebilir, Office asistanım olan minik ataça türlü şaklabanlıklar yaparak gerzek gerzek gülebilirim. Tanrı Bill Gates'i korusun.
2nd
Bir zamanlar sormuştum birine, nasıl bu kadar kolay olabilir, diye. "Başka ne yapayım ki." diye cevap vermişti. Sırf tek başına kalmamak adına çevresinde bulduğu ilk insanla "çift"leşenlere o kadar acıyorum ki bu, midemi bulandırıyor. Tanrı bizi onlardan ve onların ikinci tercihleri olmaktan korusun.
30 Mayıs 2010
Tombik Tombik Hoop Tombik
Eski arkadaşların yeni çekilmiş fotoğraflarına bakarken (Facebuk klasiği) farkettim; böyle şişko, bir şeye benzemeyen kızlar kendilerince önemli yerlere giderken giyinip süslenip makyaj yaptıklarında çok komik oluyorlar yahu. Tamam onlar da insan ama zaten gıdığın var, zaten benden bile pigmesin, ne bileyim çift çenen, gözlerinin altında Migros torbası kadar torbalar ve tabak gibi bir yüzün var. Suratını pudrayla bembeyaz yapıp kahverengi anne ruju sürmek, üstüne şifon gömlek ve içine askılı giyip ilk 2 düğmeyi açmak bütün bunların üzerine palyaço imajı oluyor, çok üzgünüm ama öyle.
28 Mayıs 2010
Sırt Çantalı Öğrenci
26 Mayıs 2010
Where is my mind?
E peki ATM'nin önünde para çekerken, cüzdanımdaki boş kredi kartı gözünü farkedip kalp krizi eşliğinde panik atak geçirmeler, telaştan cümle kuramamalar, hebele höbele'meler nedir?
Sonunda beyni resetledik, tebrikler.
4A
1. Aseksüel olmak.
Bence böylece hayat daha rahat olabilir.
21 Mayıs 2010
Müdür bu, buna çal!
Açık Kapı Festivali
...Aynı anda birden fazla yerde olma yeteneğiniz yoksa, birden fazla tura kayıt yaptırırken bunu dikkate alın. Listeler kontrol edilirken bu yeteneğe sahip olduğuna inanan ziyaretçiler kayıt oldukları tüm turlardan başkalarına yer açmak için silinebilirler.
Herkeş bildiğin kişisel blog yazıyor anasını satayım.
18 Mayıs 2010
Beware of the OÇT
Mekan : Ne yobaz, ne de E5 kenarı olmayan, gayrimüslim yoğunluğu fazla güzide bir semtimizin en işlek caddesi.
Kostüm : Dize kadar bordo trenchkot, yakadan alttaki siyah elbise görünüyor (trençkotun altında birşey yok fantağzisi başlamadan bitiyor), no dekolte, ayakta siyah yüksek ökçeler, topuz saç, kırmızı ruj.
Taksici, aynadan bakarak konuşmaya başlar:
OÇT: Mesai yeni başladı herhalde.
LSR: Sizin mi?
LSR: Ne demek istiyorsunuz siz?!!!
OÇT, orospu çocuklarına yakışır bir biçimde yandan gülerek: Randevunuz var sanırım.
LSR, şok/basiret bağlanması/sinirden ve dumurdan kal gelme halinde: Düğüne gidiyorum!! Bu ne terbiyesizlik, ne cüret ya?!!
OÇT: Kusura bakmayın.
Öyle yok taksiye tek başına binmem, durak taksisi olmayana binmem, taksiye bindim mi plakasını anneme mesaj atarım gibi paranoyaklıklarım yok. Fakat 10 yıldır yaşadığım bu şehirde son 2 ayda başıma 2.orospu çocuğu taksici vakası da geldikten sonra sanırım böyle önlemlere gitmek gerekiyor diyorum. Aklıma edeyim ki basiret bağlanması arasında "Çek karakola!" diyemedim, gerçi bu sayede bir de çok muhtemel polis tacizinden mahrum kalabildim. Sokakta dolaşabilmek için yanımıza 10 yaşında da olsa bir erkek almamız gereken kısımlarına geldik mi romanın?
17 Mayıs 2010
İrezil
12 Mayıs 2010
Yaa bir yürü git!
9 Mayıs 2010
7 Mayıs 2010
Neden 3?
1. Birileri bu adamcağızlara birer bağlama hediye etsin. Elektro gitarla oyun havası çalmaya çalışmak zor iş.
2. Yapımcı ve besteci olan, aynı zamanda grubun kurucusu Trey Spruance'nin ablası Perwoll Siyah Sihir kullansın. Herkesin cüppesi siyahken adamınkinin rengi atmıştı, yazık lan.
Başlıktaki sorunun cevabını ve 1. ile 2. şubenin nerede olduğunu ise inanın bilmiyorum.
6 Mayıs 2010
Dialog
Hıdrellez
Yalnız en son ateşin üzerinden atlarken dilek tutmadığımı farkettiğim salise bir anda aklımdan geçirdiğim "Para pul" dileği de ne kadar materyalist bir insana dönüştüğümü göstermiyor mu?
5 Mayıs 2010
Hak hukuk
"Bunlar gavur ya, bunların hakkını alınca öte dünyada helalleşemiyorsun. Onların günahını da alıp direk cehenneme gidiyorsun. Onlar da bunu bildiğinden haklarını yediriyorlar."
Herkeş bir Dan Brown olmuş haberimiz yok.
İadeli Taahhütlü Mektup
Kırk yılın başı bir Londra'ya gideyim dedim. Duyduğuma göre püskürtüğün yüzünden İngiltere'deki uçuşlar gene iptal olmuş. Kibarca ifade etmem gerekirse senin kraterinin orta yerine ş'apayım. Seni akla ve nizama davet ediyor, 190 yılda bütün biriktirdiklerini na bugün boşaltıp benim gitmeme yakın başka bir arıza çıkarmamanı temenni ediyorum. Aksi takdirde yanardağlar kapatılsın diye Facebok'ta grup açıp bunu diyen en az 500 milyon kişi toplayacağım.
Sevgiler,
2 Mayıs 2010
Fikrim geldi!!!
29 Nisan 2010
"OOO"
28 Nisan 2010
Sen, felancayı alıyor musun?
27 Nisan 2010
Burkuk Alice
Sekreterimiz odama bir nazar boncuğu asmamı önerdi. Ona "Yeterince kuvvetli değilmiş nazarları, bir öldüremediler beni." cevabını verdim.
26 Nisan 2010
Ben Bugün Vol.5
21 Nisan 2010
Eylencelik
Ben Bugün Vol.4
19 Nisan 2010
Ben Bugün Vol.3
16 Nisan 2010
Gıccık Kız Vol.13
15 Nisan 2010
Kim bunlar kim bunlar??
14 Nisan 2010
Je T'aime... Moi Non Plus
- Je t’aime je t’aime
Oh oui je t’aime
- Moi non plus
- Oh mon amour
- Comme la vague irrésolue
Je vais, je vais et je viens
Entre tes reins
Je vais et je viens
Entre tes reins
Et je me retiens
City's Farkı
MÜSTEHAK SİZ "AA ETKİNLİK VARMIŞ KOŞ KOŞ" KOKOŞLARINA!!!
Two Girls and a Guy
Ekseriyetle ortaokul, lise sıralarında; daha geç gelişen bünyelerde üniversitede iken görülen bir davranış biçimidir 2 girls and a guy. Sevgililik müessesinin henüz el ele tutuşup tenhada kıkırdamak, azcık mıncıkla(n)maktan ibaret olduğu dönemler. Genç kızımızın kanı kaynadığı ve yasak olan şeyi yapmak istediğinden erkek arkadaşı ile buluşmak/görüşmek/kaynaşmak ister de kah dötü yememek olsun kah görürlerse ne derler korkusu olsun bir yusuf yusuf durumu da olduğundan tek başına gidemez. Bu noktada devreye bu işlere bulaşmayan silik en iyi kız arkadaş, küçük kız kardeş, komşunun ilkokula giden sümüklü veledi gibi destek kuvvetler alınır ve 3'lü bir buluşma gerçekleştirilir. Sokakta erkek ortaya alınarak yan yana yürünür, bir yere oturulduğunda iki kız birlikte oturup adamı karşılarına alırlar, bütün muhabbetler 3'lü döner, ne bir yakınlaşma olur ne bir halt, e niye buluştun o zaman?!
Ortaokul ve liseyi Anadolu'nun güzide bir kentinde inekçe geçirmiş bir bünye olarak bunları yap(a)madım hiç, üniversiteye geldiğimde ise ya işleri bu kadar ağırdan alacak sabrım yoktu ya da silik en iyi kız arkadaşım, bilemiyorum, yine tecrübe edemedim. Ancak şu devirde İstiklal'de hala yan yana sallana sallana yürüyen üçlüleri görüyorsak bu kutsal bir müesseseymiş deyip hakkını teslim etmeliyiz sanırım.
11 Nisan 2010
Acıklı Sıkıntı
Sosyal mecra
9 Nisan 2010
Self Destruction
8 Nisan 2010
Bu bir mantıksız çıkarımdır
Ped ne kadar; paketi 3,5 filan. Keza kondomun da paketi 15 TL desek...
Bir takım 1500 kafalar eşliğinde mantıksız çıkarımlar sonucu çıkan karar : Çocuk yapmak çok ekonomik!!!
Bu kâr durumunu muhafaza etmek içinse takriben 4 yılda bir hamile kalmak gerekli.
Hadi bu kıyağımızı da unutmayın.
7 Nisan 2010
Israr hakkında doğru bilinen bir yanlış
Paskalya
6 Nisan 2010
Gıccık Kız Vol.12
- O öyleymiş, bu da böyleymiş.
- O öyle değil bak, doğrusu şöyle.
- Aa hayır böyleymiş, hatta şöyleymiş.
- Nerden biliyorsun?
- X öyle dedi.
X'e koyiim sana da birşeyler olsun arada e mi.
Bu polisler kendilerini 5 Saniye içinde yok edeceklerdir!
Kosova'nın Klina kentinde bir banka şubesinde "soygun var" diye bağırarak 1 Nisan şakası yapan bir kişi, mahkeme tarafından 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Klina Belediye Mahkemesi, R.R’yi (30), yaptığı şaka nedeniyle doğan maddi zararlardan ve yaralanmalardan sorumlu tuttu. R.R’nin yaptğı şaka sonucu banka görevlilerinin alarm düğmesine basması üzerine olay yerine gitmek üzere hareket eden polis arabası aşırı hız yüzünden yolda kaza yapmış ve 3 polis memuru yaralanmıştı. Bu arada banka çevresinde bulunan ve alarmı duyan başka bir polis memuru da olaya müdahale etmek isterken demir parmaklıklara sıkışmış, itfaiye ekipleri tarafından kurtarılmıştı.
Ahahahehahahehahahehahahmuaheuahaehauehaehaheuahehahahehahahehahahehahahmuaheuahaehauehaehaheua.
Beyond Sth
Bir de Amerikanyalılar sakallı, bıyıklı, kıllı bir Ortadoğulu görünce tabii ki ne demiş; beyond sexy.
KaKa KiKi
LSR : Neden?
LSR : (İçinden) Canını skiyim. (Dışından) Keyfiniz bilir, bu kapıdan bir daha da girmem zaten.
Haksız şöhret kazanıp bir anda popüler olmuş, bu manasız şöhreti de ayran budalası arkadaşlarımız tarafından hunharca körüklenen mekanların genel trendini izlediniz. Ah çileli Cihangir, neden böyle çocuklar doğuruyorsun sürekli??
5 Nisan 2010
Küçüktüm küçücüktüm Vol.4
2 Nisan 2010
Sıkı can kolay çıkmazmış - Oley!!!
Yeni bir şey de değil, ne zamandır böyle olduğunu bilmiyorum bile. Yarının ne getireceği konusunda en ufak bir merakım yok, en banal deyimiyle "yaşama sevinci" denen şeyin neye benzediğini unuttum değil, öğrendiğimden emin değilim çünkü. Öyle gerizekalı gibi hayatımın anlamı yok, öleyim bari de demiyorum, yaşanması gerek bir şekilde gibi geliyor. Bir şeyi ya da birisini beklediğim yok, sadece herşey nasıl olması gerekiyorsa öyle devam ediyor gibi. Cuma akşamı evde tek başına oturuyorum ve bu, gidecek bir yerim olmadığı için değil de evde oturmak o an öyle olması gerekiyormuş gibi göründüğünden. Sebepsiz yani. İnsanların yanında sıkılıyorum, yalnızken sıkılıyorum, muhabbet ederken sıkılıyorum, yemek yerken sıkılıyorum, uyurken sıkılıyorum, susarken sıkılıyorum, konuşurken sıkılıyorum, sıkıntım taşıyor bulaşıyor vıcık vıcık. Ama başka türlüsü de olamazmış gibi geliyor, kanıksıyorum, "herşey olması gerektiği gibi" görünüyor. Teyzeleşiyorum, tepkisizleşiyorum, zımparalanıyorum. Yoksa herkes/herşey bu ya da benzer hayatlardalar da ben mi çok mu şey bekliyorum?
Bir Garip Freeshop Hikayesi
Bir karton Lucky Strike €22, iki kartonun yapıştırılmak suretiyle elde edildiği kombo paketin fiyatı ise €32. Yanımda hiç sigara kalmadığı için 1 haftalık Almanya seyahatim boyunca içmek üzere zula almak amacıyla rafların arasında dolaşırken bu fırsatı kaçırmayıp 2'li karton paketini aldım. Yanında birkaç sipariş krem, çukulata vs. Torba elimde, sallaya sallaya Köln havalanında valizleri alıp kapıdan çıkmak üzereyken 2 güvenlik görevlisi "Lütfen bagajlarınızı X-Ray'den geçirir misiniz?" dedi, saklayacak birşeyimiz yok ya, geçirdik rahat rahat. Kendi aralarında birşeyler konuşmaya başladılar sonra, bir problem mi var dediğimde "Almanya'ya sadece tek karton sigara sokabilirsiniz, diğerinin vergisini ödemeniz gerek" dediler. Gerisi şöyle birşeydi;
LSR: E atayım bir kartonunu çöpe o zaman?
LSR: Ama kimse uyarmadı beni, bilmiyordum ki. (featuring puppy eyes)
1 hafta sonra geri dönüşte Tax Free noktasıyla uğraşıp uğraşmamayı düşünürken uzaktan bankodaki elemanı tanımamla "Bu bir onur meselesi, o tax'in bir kısmını geri almak durumundayım!" gazına gelip 15 dakika uğraşıyla €8'yu geri aldım. Rövanş benimdi artık. O, 38 Euro'sunu gasbettiği mazlum Türk kızını tanımadı ama olsun.
Komik olan nokta, toplantıda bir İngilizin söylediği "Sana havaalanında bunu satmamaları gerekirdi, sonuçta biniş kartıyla işlem yapıyorlar, gideceğin noktaya göre limitleri bildirirler normalde." sözünü dönüşte AHL Freeshop'una ilettiğimde aldığım "Bizde öyle biletle limit eşleştirme teknolojisi yok." yanıtıydı. Kendi bacağınızdan kendiniz asılın, her yerin limitini gitmeden öğrenin, tilkiyim derken kaz olmayın.
Eğitim Şart
1 Nisan 2010
Gurbetçi Alice
Bu klişe ama sevimli girişten sonra sevgili ve pek değerli Virgilius hariç hepinize teessüflerimi iletiyorum. Asla şu "Yokluğumda iyi olup olmadığımı maille ya da yorumla soran arkadaşlara teşekkür ediyorum, sizleri seviyorum." blog yazarlarından olamayacağım sayenizde. İnsan bir merak filan eder, di mi?! Gurbetteydim efenim, evet gurbette!
---------------------------------------
Paparazzi raporumuza göre 31 Mart 2010 Çarşamba günü yerel saatle 14:00'da Köln havaalanına inen uçakta bulunan şarkıcı Alpay'ın, "Acaba beni tanıyan gözlerle karşılaşıp ego tatmini yapabilir miyim?" bakışlarıyla etrafı taradığı görüldü. Son derece yalnız ve kel olan Alpay, aradığını bulamayınca kös kös bagaj alanına gitti.
---------------------------------------
Velhasıl kelam, adeta çukulatalı ve muzlu bir pastayı çağrıştıran ve Türkiye'de eşi benzeri olmayan binomial saç rengimin, Almanya'da geleneksel olarak uygulandığını ve 100 m2'ye 1 oranında düştüğünü görmem, beni hezeyanlara sürükleyip sürekli İngilizce kursu satın almaya zorlanmam da iyice gıcık etti. H&M, New Yorker, Tally Weijl, Six, Orsay ve Pimkie hatrına katlandım artık n'apalım. Yalnız her seyahat dönüşünde 250+ maille karşılaşmam ömrümden 5'er 5'er götürüyor, biline.
24 Mart 2010
Bu firariyi ordan bulduğm
Türk polisi de sonunda İngiliz ve Amerikalı meslektaşlarından ilham alarak suçluların peşine facebok'tan düşmeye başlamış. Sanal suçlar/takip dairesi -öyle bir birim vardır herhalde- bütün gün oturup facebok profillerini ve fotoğrafları mı geziyor acaba?
"Burda çirkin/dötüm gibi çıkmış."
"Bak burası güzelmiş, ipnetor nerelerde geziyor."
"Uff böyle manitam olacaksa dünya kadar borcum olsun."
Bakınız terbiyeli polis monologları yaptım, zira %90'ı badem bıyıklı artık. Çorba/sigara parası istemeyi bilirler ama cumalarından da eksik kalmazlar. Perhiz vs. lahana turşusu.
23 Mart 2010
Ben Bugün Vol.2
LSR : Geçen hafta atmıştım, 18'inde.
LSR : ... Sağolun...
Öğrencisin sen, tepkisiz kal!!!
25 Kasım'daki kamu emekçilerinin iş bırakma eyleminde öğretmenlerine destek için okul önünde mini bir yürüyüş düzenleyen Profilo Anadolu Meslek Lisesi'nden bir grup öğrenciye 3 gün uzaklaştırma cezası verildi. Eyleme giden memurlara soruşturma açıldığına dair bir bilgi ise kamuoyuna yansımadı.